Mescid El-Haram'ın yerini tutamaz. Bu üç caminin dışında kalan camiler arasında fark yoktur. Bunun için meselâ:

Şamdaki Camiül Emevide itikâf etmeğe nezir eden kimse, İstanbul'daki Fatih Camiinde yerine itikâfa girebilir.

3) Az da olsa camide bir miktar kalmak. İtikâf için camide oturmasa da, ayakta kalmak veya dolaşmak da kâfidir. Fakat sadece camiden geçmek itikâf için kâfi gelmez.

Mûtekif olabilmenin şartı üçtür:

a) Müslüman olmak.

b) Akıllı olmak.

c) Hades-i ekberden temiz olmak. Yani cünüb, hayızlı ve nifaslı olmamak. Binaenaleyh abdestsiz olan kimse bir camiye girse itikâf niyetini getirebilir ve getirmesi sünnettir. Yalnız abdestli olarak camiye girip niyet getirmek daha efdaldır.

İtikâfda bulunan kimse, ihtilâm olursa camiden çıkıp yıkanması lazımdır. Bu durumda camide kalması haramdır.

Bir kimse bir camide bir hafta kadar itikâfda kalmak için nezir eder ve camide baygınlık veya delilik geçirirse, baygınlık veya delilik müddeti de kendisi için itikâftan sayılır.

İtikâfda bulunan kimsenin üzerine koku sürmesi, güzel elbise giymesi ve oruç tutması zarar vermez.

Bir kimse oruçlu olduğu bir günde itikâf edeceğini nezr ederse, oruçlu olduğu bir günde itikâfa girmesi lazımdır.

Bir hafta gibi muayyen bir müddet itikâfa gireceğini nezr eden kimse, abdest almak, yemek yemek, camiden ayrı, fakat uzak olmayan bir minareye çıkıp ezan okumak, hastalık ve hayız gibi camiden çıkmasını zorlayan bir mazeret için çıkabilir. Fakat hayız ve hastalık gibi haller için cami dışında kaldığı müddeti kaza etmesi lazımdır.

İtikâf'ta bulunan bir kimsenin, çocuğunu şefkatle öpmesi, saçını taraması, evlenmesi, evlendirmesi, elbise giymesi, alış-veriş yapması, dikiş ve yazıyla meşgul olması, yemek yemesi câizdir. Yine, camide mübah olan sözü söylemek, uyumak ve


Yükleniyor...