tekbir almaz, telbiye getirir. Bu tekbirleri, Ramazan bayramında namazların sonunda getirmek sünnet değildir.

Tekbirin en güzel şekli şudur:

اَللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ لَآ اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ وَلِلّٰهِ الْحَمْدُ

Ekmelüddin El-Hanefi diyor ki: Bu tekbirin sebebi vürudü şöyledir: Cebrail aleyhisselâm kurbanı getirirken, İbrahim aleyhisselâm İsmail aleyhisselâmı kesme işini aceleye getireceğinden korktuğu için acele olarak

اَللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ

diye seslendi. İbrahim aleyhisselâm bunu işitince;

لَآ اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاللّٰهُ اَكْبَرُ

dedi. İsmail aleyhisselâm da durumu vakıf olunca o da;

اَللّٰهُ اَكْبَرُ وَلِلّٰهِ الْحَمْدُ

diyerek mukabelede bulundu.

Bayram günlerinde, müslümanların birbirini tebrik edip, musafaha etmeleri ve birbirlerine dua etmeleri sünnettir.

Ramazanı Şerif'in otuzuncu günü, öğleden evvel ay görüldü diye şahidlik yapılırsa, oruç bozulur ve bayram namazı kılınır. Öğleden sonra, şahitlik yapılırsa, bayram namazı kaza edilir. Güneş battıktan sonra şahidlik yapılırsa muteber değildir.

Kamuli, bayramlaşma hakkında her şey varid olmamış diye mutalaa serd etmiş ise de, İbni Hacer gibi zatlar bayramlaşmanın meşrû olduğunu beyan ettikleri gibi, Beyhaki de buna dair bir çok hadis nakletmiştir.

Bir kimse, musallaya gittiğinde imam hutbede olursa bakılır, musalla cami ise iki rek'at tehiyetül-mescid kılar sonra oturur. Ama ev veya bir saha olursa vardığında hemen oturup


Yükleniyor...