namazı kılındığı halde itiraz etmedi. Ve öğle namazının iade edilmesi de söz konusu değildi. Meselâ, bir şehirde beş cami halkın ihtiyacını karşılayabilecek durumda iken, altı veya yedi yerde cuma namazını kılmak caiz değildir. Böyle bir hal olursa, tekbiretül-ihramı daha önce getiren hangi caminin cemaatı ise, onların cumaları sahihdir. Diğerlerinin cuma namazları sahih olmadığından öğle namazını kılmaları lâzımdır. Tekbiretül-ihramı daha önce getiren cemaat belli değilse hepsi öğle namazını kılmağa mecburdurlar. Cumanın bu yönden dört şekli vardır:
a) Şartlara haiz bir tek cuma namazını kılmak. Bu takdirde cuma namazı sahih olup öğle namazını kılmak haramdır ve fasiddir.
b) İhtiyaç nisbetine göre birkaç cuma namazı kılmak. Yine cuma namazı sahih olup öğle namazını kılmak icab etmez. Fakat kılınmasında bir sakınca yoktur.
c) İhtiyaçtan fazla birkaç yerde cuma namazını kılmak. Bu haletin de üç şekli vardır. Ya, bu cuma namazlarından birisinin tekbiretül-ihramı daha önce getirilmiş olacak veya bu cuma namazlarının tekbiretül-ihramları beraber olacak veyahut da bilinmiyecektir. Birinci şekilde tekbiretül-ihramı daha önce getiren cemaatın cuma namazı sahihdir. Geriye kalan cemaatlar ise öğle namazını kılacaklardır. İkinci ve üçüncü şekillerde ise hiçbir cuma namazı sahih değildir. Yeniden cuma namazını bir yerde veya ihtiyaca göre birkaç yerde kılmak icab eder. Malum olduğu gibi bu gün bütün şehirlerde aşağı yukarı ihtiyaç nisbetinden fazla müteaddid yerlerde cuma namazı kılındığı ve hangi cuma namazının tekbiretül-ihramı daha önce olduğu belli olmadığı halde hiçbir yerde cuma namazı iade edilmez. Ve iade edilse faydası olmayacaktır. Çünkü aynı şey tekerrür etmez.
d) Tekbiretül-ihramı daha önce getiren belli iken, sonradan unutulmuş olmak. Bu halette hepsi öğle namazını kılmakla mükellefdirler.
4- İlk rek'atta cuma namazının cemaat halinde kılınması. Çünkü Resulûllah'ın ve Hülefa'i Raşidin zamanında, asla münferiden kılınmamıştır. Birinci rek'atı cemaat halinde kıldıktan sonra, ikinci rek'atı herkes ayrı ayrı kılabilir.
a) Şartlara haiz bir tek cuma namazını kılmak. Bu takdirde cuma namazı sahih olup öğle namazını kılmak haramdır ve fasiddir.
b) İhtiyaç nisbetine göre birkaç cuma namazı kılmak. Yine cuma namazı sahih olup öğle namazını kılmak icab etmez. Fakat kılınmasında bir sakınca yoktur.
c) İhtiyaçtan fazla birkaç yerde cuma namazını kılmak. Bu haletin de üç şekli vardır. Ya, bu cuma namazlarından birisinin tekbiretül-ihramı daha önce getirilmiş olacak veya bu cuma namazlarının tekbiretül-ihramları beraber olacak veyahut da bilinmiyecektir. Birinci şekilde tekbiretül-ihramı daha önce getiren cemaatın cuma namazı sahihdir. Geriye kalan cemaatlar ise öğle namazını kılacaklardır. İkinci ve üçüncü şekillerde ise hiçbir cuma namazı sahih değildir. Yeniden cuma namazını bir yerde veya ihtiyaca göre birkaç yerde kılmak icab eder. Malum olduğu gibi bu gün bütün şehirlerde aşağı yukarı ihtiyaç nisbetinden fazla müteaddid yerlerde cuma namazı kılındığı ve hangi cuma namazının tekbiretül-ihramı daha önce olduğu belli olmadığı halde hiçbir yerde cuma namazı iade edilmez. Ve iade edilse faydası olmayacaktır. Çünkü aynı şey tekerrür etmez.
d) Tekbiretül-ihramı daha önce getiren belli iken, sonradan unutulmuş olmak. Bu halette hepsi öğle namazını kılmakla mükellefdirler.
4- İlk rek'atta cuma namazının cemaat halinde kılınması. Çünkü Resulûllah'ın ve Hülefa'i Raşidin zamanında, asla münferiden kılınmamıştır. Birinci rek'atı cemaat halinde kıldıktan sonra, ikinci rek'atı herkes ayrı ayrı kılabilir.
Yükleniyor...