hadiseyi İbrahimin vefatına atfetti. Bunun üzerine Allah'ın Resûlu (S.V.) buyurdu ki:

اِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ اٰيَتَانِ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ لَا يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ اَحَدٍ وَلَا لِحَيَاتِهِ

"Güneş ile ay, Allah'ın ayetlerinden iki ayettirler. Her hangi bir kimsenin ölümü ve hayatı için tutulmazlar."

YAĞMUR NAMAZI

Yağmurun yağmasına ihtiyaç olduğu zaman, üç haletten birisini veya hepsini yapmak sünnettir.

1) Münferiden veya cemaat halinde, hangi zamanda olursa olsun, yağmurun yağması için dua etmek.

2) Farz namazların akabinde dua etmek.

3) Üçüncüsü ve en efdali, namaz kılmak ve hutbe okumaktır. Şehir, kasaba, köy, badiye, sefer ve hazar arasında fark yoktur.

Müslümanların başında bulunan müslüman amir, yağmur namazının kılınmasını emir etmiş ise artık sünnet değil vacib olur. Yağmur yağmazsa ikinci ve üçüncü sefer iade edilir.

Halk, yağmur namazı kılmak için hazırlanır da namaz kılmadan evvel yağmur yağarsa, artık namaz kılmayıp, toplu bir şekilde Allah'a şükür etmelidirler.

Bu üçüncü şeklin en iyi şekli söyledir:

Müslümanların başında bulunan amir, namaza çıkmadan önce, halka üç gün oruç tutup islahı nefis etmek, sadaka vermek ve mazlumun hakkını iade etmek için emir vermeli. Dördüncü günü, oruçlu olarak iş elbisesiyle, tevazu içerisinde çocuk ve yaşlılarla birlikte şehir veya köy dışına çıkılır. Hayvanlar da namaz ve dua yerine getirilmelidir.

Müslüman olmayan kimselerin de oraya çıkmalarında bir


Yükleniyor...