dağarcık hurma, bir tulum su bırakıp geri döndü. İsmail'in annesi Hacer onu takip edip; "Ey İbrahim nereye gidiyor, bizi içinde ne insan ne bir şey bulunmayan bir vadiye bırakıyorsun", dedi. Muhterem Hacer defalarca sözünü tekrar ediyor, fakat İbrahim bir türlü cevap vermiyordu. Bunun üzerine Hacer; "Allah mı bu emri sana verdi?" dedi. İbrahim, evet deyince, Hacer; "Öyleyse Allah bizi başı boş bırakmaz," dedi ve döndü. Hz. İbrahim de yoluna devam etti. Onlara görünmeyen seniyeye varınca, yüzünü kıbleye çevirerek, ellerini kaldırıp şöyle dua etti:

رَبَّنَا اِنِّى اَسْكَنتُ مِنْ ذُرِّيَّتِى بِوَادٍ غَيْرِ ذِى زَرَعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُوا الصَّلَاةَ فَاجْعَلْ اَفْئِدَةً مِنْ النَّاسِ تَهْوِى اِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ. رَبَّنَا اِنَّكَ تَعْلَمُ مَا نُخْفِى وَمَا نُعْلِنُ وَمَا يَخْفَى عَلَى اللّٰهِ شَىْءٌ فِى الْاَرْضِ وَلَا فِى السَّمَاءِ

"Ey Rabbimiz! Ben, zürriyetimden bazısını muhterem evinin kenarında ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Ya Rab; Namazı dosdoğru kılmaları için, artık sen insanların bir kısmının kalblerini onlara meylettir. Onları meyvelerle rızıklandır, ta ki şükretsinler. Ey Rabbımız, ne gizler, ne açıklarsak, şüphesiz sen hepsini bilirsin. Yerde ve gökte, Allah'a hiçbir şey gizli kalmaz."

3 - Hac, mü'minler arasında sun'i hudutları, kutuplaşan siyasi görüşleri kaldırır. Irk, kıt'a, bölge gibi mefhumları yıkıp, mü'minleri bir tek vücud haline getirir. Kâbenin etrafında toplar, kardeş olduklarını anlatır.

Münasebet gelmiş iken bir olay nakl etmek istiyorum, şöyle ki: İngiliz Başbakanlarından Gladston bu hakikatı idrâk ettiği için on sekizinci asrın sonlarında İngiliz parlamentosunda şöyle demişti: İslâm diyarındaki müstemlekelerimizde istikrarımızı engelleyen çetin iki amil vardır. Neye mal olursa olsun onları bertaraf etmeniz gerekir.

Birincisi bu kitap (Kur'an-ı Kerim'e işaret ediyor) tır. Biraz


Yükleniyor...