Namaz kılmıyor diye öldürülmek istenen kimse, "ben namazımı evde kılıyorum" derse öldürülmesi caiz değildir. Fakat abdest almamaya ısrar ederse, mutemede göre öldürülür. Çünkü abdestsiz namaz sahih değildir.
Bir kimse Cuma namazı ile Nezir namazını kılmazsa öldürülemez.
GEÇMİŞ NAMAZIN EDASI
Yukarda beyan edildiği gibi namazın terki için asla müsaade yoktur. Vakit geçirmeden zamanında eda etmek lazımdır. Vaktinde eda etmeyip mazeret olmadan tehir eden kimse, günahkâr olur. Aynı zamanda uyku, yemek, içmek ve çalışmak gibi insanın yaşayışı için zaruri olan şeylerin zamanı müstesna, kazalarını eda edinceye kadar bütün zamanını, buraya hasretmesi icab eder. Fakat bir mazerete binaen namazı vaktinde kılmayan kimse, günahkâr değildir. Namazın özrü iki kısımdır:
a) Namazın doğrudan doğruya affına vesile olan hayız, nifas, delilik ve baygınlık gibi özürlerdir. Ancak baygınlık veya deliliğine sebebiyet veren şey geçtikten sonra, o sırada kılamadığı namazları kaza etmesi gerekir. Namaz vakti geçtikten sonra hayız ve nifas ve delilik gibi bir hal zuhur ederse, durum düzeldikten sonra o namazı kaza etmekle mükelleftir.
b) Terkinden dolayı günahkâr olmasına sebebiyet vermeyen unutkanlık ve uyku gibi özürlerdir. Fakat geçen namazın kazası şarttır. Meselâ bir kimse uykuya dalıp sabah namazına uyanamazsa veya haram olmayan bir iş ile meşgul olup namazı unutursa, günahkâr olmasa da, kaza etmekle mükelleftir. Fakat iskambil kâğıdı ve tavla gibi bir şeyle oynayıp namazı unutursa günahkâr olur.
Kazası olan kimse, ister müekkede olsun, ister gayri müekkede olsun geçmiş namazların hepsini kaza etmeyince, bayram ve vitir namazları dahil hiçbir nafile namazını kılamaz.
Geçmiş namazları kaza ederken, tertibe riayet etmek sünnettir.
İçinde namaz kılmak mekrûh olan vakitlerde, kaza namazlarını kılmakta beis yoktur.
Bir kimse Cuma namazı ile Nezir namazını kılmazsa öldürülemez.
GEÇMİŞ NAMAZIN EDASI
Yukarda beyan edildiği gibi namazın terki için asla müsaade yoktur. Vakit geçirmeden zamanında eda etmek lazımdır. Vaktinde eda etmeyip mazeret olmadan tehir eden kimse, günahkâr olur. Aynı zamanda uyku, yemek, içmek ve çalışmak gibi insanın yaşayışı için zaruri olan şeylerin zamanı müstesna, kazalarını eda edinceye kadar bütün zamanını, buraya hasretmesi icab eder. Fakat bir mazerete binaen namazı vaktinde kılmayan kimse, günahkâr değildir. Namazın özrü iki kısımdır:
a) Namazın doğrudan doğruya affına vesile olan hayız, nifas, delilik ve baygınlık gibi özürlerdir. Ancak baygınlık veya deliliğine sebebiyet veren şey geçtikten sonra, o sırada kılamadığı namazları kaza etmesi gerekir. Namaz vakti geçtikten sonra hayız ve nifas ve delilik gibi bir hal zuhur ederse, durum düzeldikten sonra o namazı kaza etmekle mükelleftir.
b) Terkinden dolayı günahkâr olmasına sebebiyet vermeyen unutkanlık ve uyku gibi özürlerdir. Fakat geçen namazın kazası şarttır. Meselâ bir kimse uykuya dalıp sabah namazına uyanamazsa veya haram olmayan bir iş ile meşgul olup namazı unutursa, günahkâr olmasa da, kaza etmekle mükelleftir. Fakat iskambil kâğıdı ve tavla gibi bir şeyle oynayıp namazı unutursa günahkâr olur.
Kazası olan kimse, ister müekkede olsun, ister gayri müekkede olsun geçmiş namazların hepsini kaza etmeyince, bayram ve vitir namazları dahil hiçbir nafile namazını kılamaz.
Geçmiş namazları kaza ederken, tertibe riayet etmek sünnettir.
İçinde namaz kılmak mekrûh olan vakitlerde, kaza namazlarını kılmakta beis yoktur.
Yükleniyor...