putperest, mason ve komünist gibi batıl bir inanca mensup olursa, evlilik hayatının devamı için iddet esnasında kadının da ihtida etmesi gerekir. Aksi takdirde nikâhları ortadan kalkar.
VELİME
Baba olan kimsenin en büyük görevi evladını İslâmın emrettiği şekilde yetiştirip kendisine güzel bir terbiye vermek, sağ eline Kur'an-ı Kerim, sol eline Peygamber (S.A.V.)'in Sünneti Seniyyesini vermek ve dünyada sıkıntı çekmemesi için onu bir meslek sahibi kılmaktır. Zamanımızda hayat şartları değişmiştir. Geçen zamanlara benzememektedir. Bu ağır şartlar altında evladı maddeten ve manen kalkındırmak gerekir, aksi takdirde bu ağır şartlar altında ezilecektir. Ayrıca babanın durumu müsait olması halinde evladının iffetini muhafaza edip onu mütedeyyin ve İslâm kültürünü almış bir kadınla evlendirmesi gerekir. Yoksa - bazı alimlerin dediklerine göre - evladın işlediği günahlarda baba da ortak olacaktır. Bunun için tarih boyunca müslüman anne ve babalar sadece çocukları besleyip büyütmekle yetinmemişler, belki onları evlendirip kendilerine yuva kurmak için çalışmışlar, onlar için şenlik yapmayı adet haline getirmişlerdir. Hatta İslâmiyette evlenme münasebetiyle yemek tertip edip komşu, mahalle veya köy halkını davet etmek sünnettir. Resûlüllah (S.A.V.) bazı kadınlarıyla evlenmesi münasebetiyle yemek tertip ettiği gibi, evlenen Abdurrahman bin Avf'a: "Bir şat (keçi veya koyun)la da olsa yemek tertip et" diye emir buyurdu.
Evlenme münasebetiyle tertip edilen yemeğe vaki olan davete icabet etmek vacibtir. Resûlüllah (S.A.V.) buyuruyor:
اِذَا دُعِىَ اَحَدُكُمْ اِلَى الْوَلِيمَةِ فَلْيَاْتِهَا
"Sizden biriniz, evlenme münasebetiyle yapılan yemeğe davet edilirse icabet etsin." Böyle bir yemekten fakir ve muhtaç olan kimseleri mahrum bırakmak doğru bir şey değildir. Resûlü Ekrem (S.A.V.) bir hadisinde şöyle buyuruyor:
VELİME
Baba olan kimsenin en büyük görevi evladını İslâmın emrettiği şekilde yetiştirip kendisine güzel bir terbiye vermek, sağ eline Kur'an-ı Kerim, sol eline Peygamber (S.A.V.)'in Sünneti Seniyyesini vermek ve dünyada sıkıntı çekmemesi için onu bir meslek sahibi kılmaktır. Zamanımızda hayat şartları değişmiştir. Geçen zamanlara benzememektedir. Bu ağır şartlar altında evladı maddeten ve manen kalkındırmak gerekir, aksi takdirde bu ağır şartlar altında ezilecektir. Ayrıca babanın durumu müsait olması halinde evladının iffetini muhafaza edip onu mütedeyyin ve İslâm kültürünü almış bir kadınla evlendirmesi gerekir. Yoksa - bazı alimlerin dediklerine göre - evladın işlediği günahlarda baba da ortak olacaktır. Bunun için tarih boyunca müslüman anne ve babalar sadece çocukları besleyip büyütmekle yetinmemişler, belki onları evlendirip kendilerine yuva kurmak için çalışmışlar, onlar için şenlik yapmayı adet haline getirmişlerdir. Hatta İslâmiyette evlenme münasebetiyle yemek tertip edip komşu, mahalle veya köy halkını davet etmek sünnettir. Resûlüllah (S.A.V.) bazı kadınlarıyla evlenmesi münasebetiyle yemek tertip ettiği gibi, evlenen Abdurrahman bin Avf'a: "Bir şat (keçi veya koyun)la da olsa yemek tertip et" diye emir buyurdu.
Evlenme münasebetiyle tertip edilen yemeğe vaki olan davete icabet etmek vacibtir. Resûlüllah (S.A.V.) buyuruyor:
اِذَا دُعِىَ اَحَدُكُمْ اِلَى الْوَلِيمَةِ فَلْيَاْتِهَا
"Sizden biriniz, evlenme münasebetiyle yapılan yemeğe davet edilirse icabet etsin." Böyle bir yemekten fakir ve muhtaç olan kimseleri mahrum bırakmak doğru bir şey değildir. Resûlü Ekrem (S.A.V.) bir hadisinde şöyle buyuruyor:
Yükleniyor...