secde-i tilâvet veya şükür yapan kimseye uymaz. Çünkü küsûf ve hüsuf namazlarının her rek'atında iki kıyam, iki fatiha, iki rükû vardır. Cenaze namazında ise rükû ve sücûd yoktur. Secde-i tilâvet ve şükürde ise sücud'dan başka bir şey yoktur. Fakat kaza namazını kılan kimse, hazır ve nafile namazını kılan kimseye uyabildiği gibi aksini de yapmak caizdir. Öğle namazını kılmak isteyen kimse sabah namazını kaza eden kimseye uyar, onunla beraber kunutu okur ve mesbuk gibi imam selam verdikten sonra namazın mütebakisini tamamlar. Sabah namazını kaza eden kimse öğle namazını kılan kimseye uyarsa, iki rek'at onunla beraber kıldıktan sonra isterse onu bekler ve onunla beraber selâm verir, isterse ayrılış niyetini getirip selam verir. Akşam namazını kaza eden kimse, meselâ, öğle namazını kılan kimseye uyarsa, üçüncü rek'atta mutlaka ayrılış niyetini getirmeye mecburdur. Onu bekleyemez. Çünkü imamın yapmadığı bir celse yapmakta ve okumadığı teşehhüdü okumaktadır. Hanefi olan bir kimse, vitir namazını Şafiî olan kimseye iktida ederse caiz değildir. Çünkü vitir namazı Şafiî'de sünnettir, Hanefi'de ise vaciptir. Vacibin sünnete iktida etmesi caiz değildir.
6- Fahiş bir muhalefetin doğmasına sebeb olacak secde-i tilâvet gibi sünnetleri imamın yaptığı gibi yapmak. Yani imam yaparsa me'müm de yapar, imam terk ederse me'müm de terk eder. Ama küçük bir muhalefet olursa meselâ: İmam secde-i istirahat yaparsa me'müm yapmaz veya imam yapmaz me'müm yaparsa zarar vermez. Yalnız imam, secde-i sehvi terk ederse selâmdan sonra me'mümün getirmesi daha efdaldir. Ancak şuna işaret etmek gerekir ki; imam, birinci ka'deyi terk ederse, me'mümün de terk etmesi lâzımdır. Yoksa namazı fesada gider. Fakat imam birinci ka'deyi getirirse, me'müm kasden terk ettiği takdirde namazı fesada gitmez. İmam birinci ka'de için oturur da me'müm unutarak kalkarsa onu yapmak için avdet etmesi lâzımdır.
7- Me'mümün tekbiretül-İhramının, imamın tekbiretül-İhramından sonra olması. Şayet ondan evvel veya tekbirin hepsini veya bir kısmını imamın tekbiriyle beraber getirirse, namaza girmiş sayılmaz. Resûlüllah (S.A.V.) buyuruyor:
اِنَّمَا جُعِلَ اْلاِمَامُ لِيُؤْتَمَّ بِهِ فَاِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا
6- Fahiş bir muhalefetin doğmasına sebeb olacak secde-i tilâvet gibi sünnetleri imamın yaptığı gibi yapmak. Yani imam yaparsa me'müm de yapar, imam terk ederse me'müm de terk eder. Ama küçük bir muhalefet olursa meselâ: İmam secde-i istirahat yaparsa me'müm yapmaz veya imam yapmaz me'müm yaparsa zarar vermez. Yalnız imam, secde-i sehvi terk ederse selâmdan sonra me'mümün getirmesi daha efdaldir. Ancak şuna işaret etmek gerekir ki; imam, birinci ka'deyi terk ederse, me'mümün de terk etmesi lâzımdır. Yoksa namazı fesada gider. Fakat imam birinci ka'deyi getirirse, me'müm kasden terk ettiği takdirde namazı fesada gitmez. İmam birinci ka'de için oturur da me'müm unutarak kalkarsa onu yapmak için avdet etmesi lâzımdır.
7- Me'mümün tekbiretül-İhramının, imamın tekbiretül-İhramından sonra olması. Şayet ondan evvel veya tekbirin hepsini veya bir kısmını imamın tekbiriyle beraber getirirse, namaza girmiş sayılmaz. Resûlüllah (S.A.V.) buyuruyor:
اِنَّمَا جُعِلَ اْلاِمَامُ لِيُؤْتَمَّ بِهِ فَاِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا
Yükleniyor...