"İmam, kendisine uyulsun diye edinilir. Öyle ise imam tekbir aldığında, siz de tekbir alınız."

Ama diğer rükünlerde imamdan sonra olması şart değildir. Yalnız onunla beraber olursa cemaatın sevabından mahrum kalır. Ondan evvel olursa da günâhkar olur. Bunun için imamı izlemesi gerekir.

8- Me'mumun imamı, birbirini takib eden iki rükni fiiliyle geçmemesi. Meselâ, me'mum her iki secdesini getirip kalktığı halde, imam iki secde arasındaki celsede olursa, me'mumün namazı fesada giter. Teşehhüd ve sâlavati şerife gibi iki rüknî kavli veya yalnız bir rükn-i fiîli veya bir rükn-i fiîli ile bir rükn-i kavliyle imama sebkat ederse, namazı sahih ise de günahkâr olur ve cemaatın sevabından mahrum kalır.

İmama tabi olmanın matlub olup her hangi bir hususda ona muhalefet etmek namazı, bozan şeylerden olmadığı takdirde mekruhdur. Cemaatın sevabından mahrum kalmasına vesile olur.

Bilerek bir rükn-i fiîliyle imama sebkat eder ve bilerek de avdet ederse namazı bozulur. Fakat sehven veya haram olduğunu bilmediğinden sebkat ederse geri dönmek hususunda muhayyer değildir, geri dönemez.

9- Me'mumun haram olduğunu bildiği halde özürsüz olarak iki rükn-i fiiliyle imamdan geri kalmaması. Haram olduğunu bilmediği için iki rükn-i fiîliyle imamdan geri kalırsa veya sehv ederse namazı fesada gitmez.

Muvafık -namazın başında imama yetişen kimse- olan, muktedi, yaratılış itibariyle ağır okuduğu veya bir sünnetle meşgul olduğu için, fatihayı tamamlamadan imam rükûa varırsa, veya zamanında fatihaya başlamamış, sonra başlar ve tamamlamadan önce imam rükû ederse, fatihasını tamamlar, uzun üç rükün ile geri kalmayınca onu takib eder, ama uzun üç rükün ile geri kalırsa meselâ, me'müm halâ fatiha ile meşgul olduğu halde, imam sücud'dan kalkar veya teşehhüd'de oturursa, kendi tertibini bırakır ve imama uyar. Fakat selâm verdikten sonra bir rek'at getirir.

Yükleniyor...