Uzun fasıla geçmeden bir rüknü terkettiğini hatırlarsa, selâm vermemiş gibi terk ettiği şeyi yapar ve mabadini iade eder. Fakat uzun fasıla geçmiş ise, namazını iade etmesi lâzımdır.

Namazda iken her hangi bir rüknü tamamlayıp tamamlamadığında şüphe ederse, onu ve mabadini yapar. Fakat selamdan sonra böyle bir şüphesi olursa, zarar vermez.

Namazın sonunda son rek'attan bir secde terk ettiğini hatırlarsa, onu yerine getirir ve teşehhüdü iade eder. Fakat son rek'attan değil, ondan önceki rek'attan bir secde terk ettiğini hatırlarsa, veyahut bir secde terk ettiğini hatırlar, fakat hangi rek'attan olduğunu bilemezse bir rek'at daha kılmak lazım gelir. Beş vakit namazdan biri terkedilip hangisinin olduğu bilinmezse bir günlük namazın kaza edilmesi gerekir.

İkinci rek'atın kıyamında iken bir secde terk ettiğini hatırlarsa bakılır; secdeden sonra oturmuş ise, oturmadan hemen secdeye gider. Aksi taktirde önce oturur, sonra secdeye gider.

İmam-ı Nevevi'nin, Mecmu' adlı kitabında kaydettiğine göre, bir namazın selamını verip o namazı ifsad edecek bir şey yapmadan ikinci bir namaza hemen başlar, sonra birinci namazın bir secdesini terkettiğini hatırlarsa, ikinci namaz mün'akid sayılmaz. Çünkü ikinci namaz için niyet getirdiğinde henüz ilk namazdan çıkmamıştı. Fazla zaman geçmediği takdirde oturup eksik kalan secdesini de getirdikten sonra tahiyyatı yeniden okur ve secde-i sehiv'e müteakiben selamını verir.

Namazın sünnetleri iki çeşittir:

I- Sünnet-i Ba'ziyye (Namazın cüz'ü gibi sayılan sünnetler). Bu çeşit sünnet, bilerek veya bilmiyerek terkedilirse secde-i sehiv ile telafi edilir. Râfiî ve Nevevî'nin dediklerine göre bu sünnetler altıdır:

1- Kunut,

2- Kunut için ayakta durmak,

3- Üç ve dört rekatlı namazların ilk iki rekatından sonra teşehhüd okumak,

4- Teşehhüd için oturmak,


Yükleniyor...