Fakat baş hududunda biten saç uzanır, alnı kaplar ve üzerine secde yapılırsa câiz değildir.
Yukarıda beyan edildiği gibi secdede alnın açık olması gerekir. Külah veya sarık, alın üzerine indiği halde bilerek secde edilirse namaz fesada gider. Fakat bilmiyerek külah veya sarığın üzerinde secde edilirse namaz fesada gitmez, fakat secde muteber olmadığından iadesi gerekir.
Bir kimse, hastalanır ve secde için başını yere koyamazsa, İmam-ı Harameyn ve Gazzali'ye göre yastık ve masa gibi yüksekçe bir şeyin üzerinde secde yapar. İmam-ı Râfii ve başka ulemaya göre ise, imkânı nisbetinde başını eğerek secdesini eda eder. Otobüs gibi vasıtalarda namaz kılma mecburiyeti hasıl olduğunda aynı ihtilaf caridir.
d- Arka tarafı ön tarafından yüksek olması. Binaenaleyh bir gemide veya bir otobüsde namaz kılmak icab eder, ancak arka tarafı ön taraftan yüksek tutmak mümkün olmazsa, imkana göre namaz kılınır. Muğnil-Muhtaca göre bu durum nadir olduğundan sonradan iade edilir. Fakat zamanımızda bu olay çok vaki olduğundan, gemi ve otobüsle çok yolculuk olduğu ve sıkıntı çekildiğinden iade edilmemesi icab eder. Hasta olan kimsenin yüksek bir yere secde etmesi gerekiyorsa iade etmeden namaz kılar.
e- Başının ağırlığı secde yerine varması. Öyle ki, alnı altında pamuk veya ot gibi yumuşak bir şey bulunur ve altında bir el olursa ağırlığı hissedecek tarzda ağırlığını koyacaktır. Secdenin en uygun şekli elleri kaldırmadan tekbir almak sonra da önce dizlerini sonra avuçlarını açarak yere koymak, sonra alnını ve burnunu koyup yukarda dediğimiz gibi Subhane rabbiyelazim demektir, bunu yapmakla beraber dizlerini biribirinden uzak tutacağı gibi dirsekler yanlardan ve karın oyluklardan da uzak tutulacaktır. Ellerde açık olarak omuzların hizasında yere konulacak ve ayaklarda biribirinden uzak olacaklardır.
X- Secdede tuma'nînet yapmak.
XI- İki secde arasında oturmak. Bu oturuşun muteber olabilmesi için onunla başka bir şey kasd etmemek lâzımdır. Bir şeyden ürkerek başını secdeden kaldırır ve bunu iki secde
Yukarıda beyan edildiği gibi secdede alnın açık olması gerekir. Külah veya sarık, alın üzerine indiği halde bilerek secde edilirse namaz fesada gider. Fakat bilmiyerek külah veya sarığın üzerinde secde edilirse namaz fesada gitmez, fakat secde muteber olmadığından iadesi gerekir.
Bir kimse, hastalanır ve secde için başını yere koyamazsa, İmam-ı Harameyn ve Gazzali'ye göre yastık ve masa gibi yüksekçe bir şeyin üzerinde secde yapar. İmam-ı Râfii ve başka ulemaya göre ise, imkânı nisbetinde başını eğerek secdesini eda eder. Otobüs gibi vasıtalarda namaz kılma mecburiyeti hasıl olduğunda aynı ihtilaf caridir.
d- Arka tarafı ön tarafından yüksek olması. Binaenaleyh bir gemide veya bir otobüsde namaz kılmak icab eder, ancak arka tarafı ön taraftan yüksek tutmak mümkün olmazsa, imkana göre namaz kılınır. Muğnil-Muhtaca göre bu durum nadir olduğundan sonradan iade edilir. Fakat zamanımızda bu olay çok vaki olduğundan, gemi ve otobüsle çok yolculuk olduğu ve sıkıntı çekildiğinden iade edilmemesi icab eder. Hasta olan kimsenin yüksek bir yere secde etmesi gerekiyorsa iade etmeden namaz kılar.
e- Başının ağırlığı secde yerine varması. Öyle ki, alnı altında pamuk veya ot gibi yumuşak bir şey bulunur ve altında bir el olursa ağırlığı hissedecek tarzda ağırlığını koyacaktır. Secdenin en uygun şekli elleri kaldırmadan tekbir almak sonra da önce dizlerini sonra avuçlarını açarak yere koymak, sonra alnını ve burnunu koyup yukarda dediğimiz gibi Subhane rabbiyelazim demektir, bunu yapmakla beraber dizlerini biribirinden uzak tutacağı gibi dirsekler yanlardan ve karın oyluklardan da uzak tutulacaktır. Ellerde açık olarak omuzların hizasında yere konulacak ve ayaklarda biribirinden uzak olacaklardır.
X- Secdede tuma'nînet yapmak.
XI- İki secde arasında oturmak. Bu oturuşun muteber olabilmesi için onunla başka bir şey kasd etmemek lâzımdır. Bir şeyden ürkerek başını secdeden kaldırır ve bunu iki secde
Yükleniyor...