arasındaki oturuş kabul ederse kâfi gelmez. Tekrar secdeye dönüp sonra oturması gerekir. İki secde arasındaki oturuş ile itidal, kısa rükünler oldukları ve maksud olmayıp fasıla olmak için teşrî edildiklerinden uzatılmaması lâzımdır. İtidalı Kasden; Fatiha miktarı ve iki secde arasındaki oturuşda teşehhüd miktarı uzatan kimsenin namazı fesada girer.
Oturuşun en uygun şekli, tekbir alarak başını kaldırmak ve müfterişen oturup ellerini açık olarak oyluklar üzerine dizlere yakın bir yere koyup şöyle demektir:
اَللَّهُمَّ اغْفِرْلِى وَارْحَمْنِى وَاهْدِنِى وَاجْبُرْنِى وَعَافِنِى وَارْزُقْنِى
XII- İki secde arasındaki oturuşda tuma'nînet yapmak.
İkinci secdesini getirdikten sonra ikinci veya dördüncü rek'at getirmek üzere kalkacaksa ikinci secdeden kalktığında önce hafif bir oturuşta bulunur, sonra aciz olan kimse gibi ellerine dayanarak kalkar.
XIII- Selâmdan önceki oturuş. Oturuş nasıl olursa olsun câizdir. Ancak birinci oturuşta iftiraş etmek yani sol ayağı üzerine oturmak ve sağ ayağını dikmek, son oturuşta da teverrük etmek, (yani, sol ayağı sağ ayağın altından çıkarmak ve sağ ayağını dikmek) sünnettir.
Bir kimse dört rek'atlı bir namazda oturup hangi kadede olduğunu bilmeden teşehhüdünü okur, ayağa kalktıktan sonra hangisinin olduğunu hatırlarsa gereğini yapmakla beraber secde-i sehiv'e gitmesi icabeder. Yani birinci kadede olduğu takdirde kalan iki rek'atını da normal olarak kılıp sonunda secde-i sehiv yapar. Yoksa son kade ise hemen oturup şüphe ile okuduğu teşehhüdü iaede ederek secde-i sehiv yapar ve selamını verir.
XIV- Son teşehhüdü okumak. İbn-i Mes'ud (R.A.) diyor ki: "Teşehhüd bize farz olmazdan önce şöyle diyorduk; Kullardan önce Allah'a selâm, Cebraile, Mikaile selâm olsun. Falana selâm olsun. Bunun üzerine Peygamber (S.V.) Allah'a selâm olsun demeyiniz, çünkü Allah Selâmdır. Şöyle deyiniz:
Oturuşun en uygun şekli, tekbir alarak başını kaldırmak ve müfterişen oturup ellerini açık olarak oyluklar üzerine dizlere yakın bir yere koyup şöyle demektir:
اَللَّهُمَّ اغْفِرْلِى وَارْحَمْنِى وَاهْدِنِى وَاجْبُرْنِى وَعَافِنِى وَارْزُقْنِى
XII- İki secde arasındaki oturuşda tuma'nînet yapmak.
İkinci secdesini getirdikten sonra ikinci veya dördüncü rek'at getirmek üzere kalkacaksa ikinci secdeden kalktığında önce hafif bir oturuşta bulunur, sonra aciz olan kimse gibi ellerine dayanarak kalkar.
XIII- Selâmdan önceki oturuş. Oturuş nasıl olursa olsun câizdir. Ancak birinci oturuşta iftiraş etmek yani sol ayağı üzerine oturmak ve sağ ayağını dikmek, son oturuşta da teverrük etmek, (yani, sol ayağı sağ ayağın altından çıkarmak ve sağ ayağını dikmek) sünnettir.
Bir kimse dört rek'atlı bir namazda oturup hangi kadede olduğunu bilmeden teşehhüdünü okur, ayağa kalktıktan sonra hangisinin olduğunu hatırlarsa gereğini yapmakla beraber secde-i sehiv'e gitmesi icabeder. Yani birinci kadede olduğu takdirde kalan iki rek'atını da normal olarak kılıp sonunda secde-i sehiv yapar. Yoksa son kade ise hemen oturup şüphe ile okuduğu teşehhüdü iaede ederek secde-i sehiv yapar ve selamını verir.
XIV- Son teşehhüdü okumak. İbn-i Mes'ud (R.A.) diyor ki: "Teşehhüd bize farz olmazdan önce şöyle diyorduk; Kullardan önce Allah'a selâm, Cebraile, Mikaile selâm olsun. Falana selâm olsun. Bunun üzerine Peygamber (S.V.) Allah'a selâm olsun demeyiniz, çünkü Allah Selâmdır. Şöyle deyiniz:
Yükleniyor...