Maveraünnehirde olan kimse de sağ kulağını Kutup yıldızına doğru çevirirse kıbleye yönelmiş olur.

Otobüs, gemi, uçak ve tren gibi her hangi bir nakil vasıtasında bulunan bir kimse, farz olsun nafile olsun namaz kılmak isterse, gücü yettiği takdirde kıbleye yönelmesi gerekir. Başka bir yöne yönelse câiz değildir. Hatta bindiği vasıta dönerse onunla beraber dönmesi icab eder. Kıbleye yönelmek mümkün olmuyor ve "tekbiretü'l-ihram" için yönelmek mümkün ise onu yapmakla beraber, altı şartla başka istikamete yönelmek caizdir:

1- Yolculuğun mübah olması.

2- Yolculuk öyle bir yere olmalıdır ki şayet ezan okunsa sesin oraya yetişmemesi.

3- "Tekbiretül ihram" için Kıbleye yönelmek mümkün ise yönelmek.

4- Kılmasına başladığı namazın bitimine kadar seferin devam etmesi. Namaz esnasında bulunduğu yerde kalmak isterse kıbleye doğru namaz kılması gerekir.

5- Yürüyüşün devam etmesi. İstirahat etmek için bir yerde kalacak olursa kıbleye dönmesi lazımdır.

6- Zaruret olmazsa çok sayılacak hareketleri yapmamak.

Geminin kaptanı tek olup yardımcısı yoksa, geminin gittiği istikamete doğru namazını kılar. Çünkü kıbleye doğru namazını kılmakla mükellef kılınsa gemiyi yürütemez. Ama yolcular gemiyi sürmekle meşgul olmadıklarından kıbleye doğru namaz kılmak mümkün olduğu takdirde ona yönelmekle mükelleftirler. Ama tren, istasyonlarda durduğu gibi diğer kara yolu vasıtalarını da durdurmak mümkün olduğu için kıbleye doğru namaz kılmak gerekir.

Bütün bunlar vakit dar olup namazı tehir etmek mümkün olmazsa yapılır. Fakat vakit geniş olup, vakit dahilinde vasıta bir yere uğrayıp namaz vakti kadar kalacağını bilirse namazını tehir etmesi lâzımdır.

Şiddetli bir korku olursa kıbleye dönmek icab etmez. Nasıl mümkün ise öyle kılar. Bütün bu meselelerde rükû ve sücud


Yükleniyor...