için işaret etmek kâfidir. Yalnız sücudun işareti için daha fazla eğilecektir.
Namazda olan bir kimse, başkası tarafından isteği dışında kıbleden çevrilirse, kısa bir zamanda eski vaziyetini alabildiği takdirde namazına bir halel gelmez. Yoksa namazı fesada gider.
Yolcu olan bir kimse, yolculuğu kısa da olsa, hem binerek, hem yürüyerek nafile namazını kılabilir. Yalnız yürüyerek namazını kılmak isterse, Tekbiretü'l-İhrâm'da, rükû ve secdede kıbleye dönmesi gerekir. Başkasında ise, kıbleye doğru değil, istikametine doğru yönelip onları eda eder. Aynı zamanda rükû ile sücudunu normal olarak ifa edecektir. At, katır ve benzeri bir bineğe binmiş ise, bütün namazında kıbleye dönmesi, rükû ile sücudunu normal olarak eda etmesi kolay ise, hem kıbleye dönmesi hem de rükû ve sücudunu tamamlaması gerekir. Kıbleye yöneliş mümkün olur, fakat rüku ile sücud kolay değilse, o zaman kıbleye döner; rükû ile sücudunu işaret ile eda eder. Kıbleye dönüş zor ise, sadece Tekbiretü'l-İhrâm alırken kıbleye döner, diğer işlerde ise kendi istikametine doğru namaz kılar. Haberi olmadan istikametini değiştiren bineği, şayet kıbleye dönerse bir beis yoktur. Yoksa fazla zaman geçmeden tekrar istikametine doğru dönerse yine namaza bir halel gelmez. Fazla zaman geçmişse, namaz fesada uğramış olur.
Kıbleyi bulmakiçin hiçbir belge olmazsa her hangi bir yöne dönüp namaz kılar, fakat bilahare iade eder. İctihad ile bir yöne doğru namaz kılan kimse bilahare yanlış olduğunu anlarsa iade etmesi gerekir.
C- Rengini göstermiyecek bir şeyle avretini örtmek. Örtünmek mümkün olduğu halde, avretini açık olarak namaz kılmak veya çok ince bir elbise ile namaz kılan kimsenin namazı sahih değildir. Binaenaleyh vücudun siyah ve beyazlığını gösteren ince naylon çorap veya böyle bir baş örtüsü ile namaz kılmak veya sokağa çıkmak câiz değildir. Bunun için çoğunlukla saç ile vücudun rengini gösteren bu günkü tülbend ile kadınların namaz kılmaları caiz değildir.
Bir kimsenin avret yerinden kıl kadar bir şey görülse namazı
Namazda olan bir kimse, başkası tarafından isteği dışında kıbleden çevrilirse, kısa bir zamanda eski vaziyetini alabildiği takdirde namazına bir halel gelmez. Yoksa namazı fesada gider.
Yolcu olan bir kimse, yolculuğu kısa da olsa, hem binerek, hem yürüyerek nafile namazını kılabilir. Yalnız yürüyerek namazını kılmak isterse, Tekbiretü'l-İhrâm'da, rükû ve secdede kıbleye dönmesi gerekir. Başkasında ise, kıbleye doğru değil, istikametine doğru yönelip onları eda eder. Aynı zamanda rükû ile sücudunu normal olarak ifa edecektir. At, katır ve benzeri bir bineğe binmiş ise, bütün namazında kıbleye dönmesi, rükû ile sücudunu normal olarak eda etmesi kolay ise, hem kıbleye dönmesi hem de rükû ve sücudunu tamamlaması gerekir. Kıbleye yöneliş mümkün olur, fakat rüku ile sücud kolay değilse, o zaman kıbleye döner; rükû ile sücudunu işaret ile eda eder. Kıbleye dönüş zor ise, sadece Tekbiretü'l-İhrâm alırken kıbleye döner, diğer işlerde ise kendi istikametine doğru namaz kılar. Haberi olmadan istikametini değiştiren bineği, şayet kıbleye dönerse bir beis yoktur. Yoksa fazla zaman geçmeden tekrar istikametine doğru dönerse yine namaza bir halel gelmez. Fazla zaman geçmişse, namaz fesada uğramış olur.
Kıbleyi bulmakiçin hiçbir belge olmazsa her hangi bir yöne dönüp namaz kılar, fakat bilahare iade eder. İctihad ile bir yöne doğru namaz kılan kimse bilahare yanlış olduğunu anlarsa iade etmesi gerekir.
C- Rengini göstermiyecek bir şeyle avretini örtmek. Örtünmek mümkün olduğu halde, avretini açık olarak namaz kılmak veya çok ince bir elbise ile namaz kılan kimsenin namazı sahih değildir. Binaenaleyh vücudun siyah ve beyazlığını gösteren ince naylon çorap veya böyle bir baş örtüsü ile namaz kılmak veya sokağa çıkmak câiz değildir. Bunun için çoğunlukla saç ile vücudun rengini gösteren bu günkü tülbend ile kadınların namaz kılmaları caiz değildir.
Bir kimsenin avret yerinden kıl kadar bir şey görülse namazı
Yükleniyor...