mihrabına bizzat dönmesi lâzım olup, ictihad etmek sûretiyle sağa veya sola dönmesi câiz değildir.
Mekke haricinde olan bir kimse, Kâbe'nin yönünü kati olarak tayin edemiyorsa, tahminen Kâbe'nin zatına yönelmelidir.
Hıcr'ı İsmail ile Şadırvan Kâbe'den sayılmadıklarından, onlara yönelmek caiz değildir.
Kıbleyi tayin için dört yol vardır:
a) Bizzat kıbleyi bulmak. Kıbleyi bulmak imkânına sahib olan kimse, bizzat bulmaya mecburdur. Başkasına soramaz. Meselâ camide bulunan bir âma, duvarı yoklayarak kıbleyi bulabileceğinden, başkasına sormakla iktifa etmesi câiz değildir.
b) Kıbleyi bizzat bulmak mümkün olmadığı takdirde, kıbleyi bilen, güvenilir bir kimseye sormak, pusula ve benzeri âletler, kutup yıldızı, güneş, ay, eski olsun yeni olsun bir çok kimselerin yöneldiği mihraplar da, kıbleyi bilen güvenilir kimsenin hükmündedirler.
c) İctihad, Kıbleyi bilen bir kimse veya onun yerine geçen bir âlet bulunmazsa, kıbleyi bulmak için ictihad edilir. İctihad neticesinde bir yöne yüzünü çevirerek namaz kılar, bilahare yanlış olduğuna kanaat getirirse de kıldığı namazı iade etmesi gerekmez. Hatta namazın bir reatını kıldıktan sonra kanaatı değişirse ikinci rekatta kanaat getirdiği yöne yüzünü çevirecektir; Öyle ki dört rekatlı bir namazın her bir rekatını ayrı bir yöne kılarsa da namazı sahihtir. Ancak namaz kılmak için ictihad eder, bilahare namaz kıldığı yönün kıble yönü olmadığını kesin olarak anlarsa kıldığı namazı iaede etmesi gerekir.
d) Müctehidi taklit etmek. Yani kıbleyi bulmak mümkün olmaz ve ictihad ile bir şey elde edilemez ise kıbleyi bulmak için ictihadda bulunmuş olan kimse taklit edilecektir.
Kutup yıldızı, görünüşte sabit olup, güney istikametine baktığından, onunla kıbleyi bulmak mümkündür. El-Cezire, Bitlis, Muş, Siirt, Urfa, Diyarbakır, Mardin, El-Haeke ve Rakka gibi yerlerde bulunan bir kimse tam sırtını; Medine'i Münevvere, Kudüs, Gazze, Ba'lebek, Tarsus ve çevrelerinde bulunan bir kimse sol omuzunu; Tunus ve civarında olan kimse sol kulağını;
Mekke haricinde olan bir kimse, Kâbe'nin yönünü kati olarak tayin edemiyorsa, tahminen Kâbe'nin zatına yönelmelidir.
Hıcr'ı İsmail ile Şadırvan Kâbe'den sayılmadıklarından, onlara yönelmek caiz değildir.
Kıbleyi tayin için dört yol vardır:
a) Bizzat kıbleyi bulmak. Kıbleyi bulmak imkânına sahib olan kimse, bizzat bulmaya mecburdur. Başkasına soramaz. Meselâ camide bulunan bir âma, duvarı yoklayarak kıbleyi bulabileceğinden, başkasına sormakla iktifa etmesi câiz değildir.
b) Kıbleyi bizzat bulmak mümkün olmadığı takdirde, kıbleyi bilen, güvenilir bir kimseye sormak, pusula ve benzeri âletler, kutup yıldızı, güneş, ay, eski olsun yeni olsun bir çok kimselerin yöneldiği mihraplar da, kıbleyi bilen güvenilir kimsenin hükmündedirler.
c) İctihad, Kıbleyi bilen bir kimse veya onun yerine geçen bir âlet bulunmazsa, kıbleyi bulmak için ictihad edilir. İctihad neticesinde bir yöne yüzünü çevirerek namaz kılar, bilahare yanlış olduğuna kanaat getirirse de kıldığı namazı iade etmesi gerekmez. Hatta namazın bir reatını kıldıktan sonra kanaatı değişirse ikinci rekatta kanaat getirdiği yöne yüzünü çevirecektir; Öyle ki dört rekatlı bir namazın her bir rekatını ayrı bir yöne kılarsa da namazı sahihtir. Ancak namaz kılmak için ictihad eder, bilahare namaz kıldığı yönün kıble yönü olmadığını kesin olarak anlarsa kıldığı namazı iaede etmesi gerekir.
d) Müctehidi taklit etmek. Yani kıbleyi bulmak mümkün olmaz ve ictihad ile bir şey elde edilemez ise kıbleyi bulmak için ictihadda bulunmuş olan kimse taklit edilecektir.
Kutup yıldızı, görünüşte sabit olup, güney istikametine baktığından, onunla kıbleyi bulmak mümkündür. El-Cezire, Bitlis, Muş, Siirt, Urfa, Diyarbakır, Mardin, El-Haeke ve Rakka gibi yerlerde bulunan bir kimse tam sırtını; Medine'i Münevvere, Kudüs, Gazze, Ba'lebek, Tarsus ve çevrelerinde bulunan bir kimse sol omuzunu; Tunus ve civarında olan kimse sol kulağını;
Yükleniyor...