evlendiği zevcesine mehir verecek güçte değildir. Evlilik fıtri bir ihtiyaç olduğundan onun gereği olan mehri verebilmek için zekât alabilir.

Bir kimsenin nafakası başkasına dinen yüklenmiş ise, hiç malı olmasa da fakir veya miskin sayılmadığından kendisine zekât verilmez.

Meselâ evli olan kadının nafakası kocasına yüklendiğinden zekât alamaz. Ancak kocası fakir olup ihtiyacını karşılamaktan aciz ise kendisine kafi gelecek kadar verilebilir. Bir kimsenin durumu müsaid olursa anne ve babası muhtaç oldukları taktirde onların nafakaları kendisine ait olduğundan onlara zekât verilemez.

III) Zekât memuru.

Zekât memuru, zekâtı toplayan, dağıtan, yazarı, bekçiliğini yapan ve onun için çalışan kimsedir.

Bu müessesede çalışabilmek için yedi şart aranır:

1 - Müslüman olmak.

2 - Mükellef olmak.

3 - Zekât'ın erkânını bilmek.

4 - Emin olmak.

5 - Bu işi yapabilmek.

6 - Kureyşi veya Muttalibi olmamak.

7 - Erkek olmak.

IV) Kalpleri İslâm'a ısındırılmış olanlar. Bunlar da dört sınıftır:

a) Yeni müslüman olup imanı zayıf olan kimsedir. İmanı kuvvetlensin diye kendisine zekât verilir.

b) Yeni İslâm'a girmiş şerefli bir kimsedir: Onun dengi olan kâfirlerin İslâma girmeleri umulduğu için kendisine zekât verilir.

c) Kuvvetli bir mümindir, fakat serhatta olduğundan, kendisine zekât verildiği takdirde, kuvvet bulup düşmanın şerrini daha çok def edebilecektir.

Yükleniyor...