2) Cenaze hazır olursa, ön tarafda bulundurup namazı kılınması. Cenazeyi arkaya bırakıp namazı kılmak caiz değildir.

3) Cenaze hazır olursa, onunla musalli arasında (yüz elli) metreden fazla bir mesafenin bulunmaması. Fakat cenaze gaib olursa, ön, arka veya arada binlerce kilometre de bulunsa beis yoktur.

Ölüyü kefenlemeden önce, cenaze namazını kılmak saygısızlık olduğundan mekrûhdur.

Cenaze namazı farz-ı kifayedir. Bir tek şahıs tarafından da eda edilse, (mümeyyiz bir çocuk olsa bile) kâfidir.

Erkek var iken, bir kadın cenaze namazını kılsa, her ne kadar namaz kılan bu kadının namazı sahih ise de farziyet sakıt olmaz. Yani bir veya birkaç erkeğin ayrıca cenaze namazını kılmaları gerekir.

Yukarda zikredildiği gibi hazır olmayan meyyit, kıble tarafında olmasa da cenaze namazını kılmak caizdir. Resûlüllah (S.A.V.) Medine-i Münevverede iken, İslâm dinini kabul eden Habeşistan kralı Necaşi vefat ettiği günde vefat haberini halka bildirdi. Sonra müslümanları musallaya götürüp namaz kıldırıp dört tekbir aldı. (Buhari-Müslim).

Yalnız gaib namazı ile farziyet sakıt olmaz, mutlaka cenaze nerde ise orda bir veya birkaç erkek tarafından cenaze namazının kılınması gerekir. Bir kimse "bu günde veya bu senede vefat edip yıkanmış olan müslümanların cenaze namazını kılmağa niyet ettim" şeklinde niyet getirirse caizdir.

Hazır olmayan cenaze üzerine namaz kılan kimsenin, ölüm günü akıl ve baliğ olması şarttır. Bunun için, Resûlüllah (S.A.V.), Sahabe ve Tabiînin veyahut yüz, iki yüz sene evvel ölmüş olan kimselerin cenaze namazlarını kılmak caiz değildir. Fakat uzak da olsa, aynı beldede bulunan ölünün namazı ancak yanında kılınabilir. İmam-ı Azam ile İmam Malik'e göre hazır olmayan ölünün cenaze namazını kılmak caiz değildir.

Kâfir ve mürtedin cenaze namazı kılınmaz. Cenab-ı Hak buyuruyor:

Yükleniyor...