kalan kısım ile beraber bitişiği de yıkanırsa, hepsi tahir olur. Aksi takdirde ortasını teşkil eden hat henüz müteneccis olup yıkanması gerekir.
Bir kimse namaz kılarken elbisesi necasete değse veya üzerinde necaset bulunan bir şeyi eline alsa namazı sahih değildir. Fakat rükûda veya secdede, göğsünün hizasında bir necaset bulunsa beis yoktur.
Bir ayakkabının altı müteneccis olursa onunla cenaze namazı kılamaz, yalnız üst tarafı temiz olursa üzerine basıp namaz kılarsa caizdir.
Müteneccis bir yerde hapsedilen kimse, tahir bir sergi bulamadığı takdirde yine namaz kılmakla mükelleftir. Fakat sücud için başını yere koymadan eğilmekle iktifa eder. Hanefi mezhebine göre böyle bir yerde namaz kılmak gerekmez. Bilahare namazı kaza eder.
Bir kimsenin elinin veya vücudunun her hangi bir tarafında bir kemik kırılır, kırılan yere tahir bir kemik bulunamayıp necis bir kemik eklenirse namaza halel gelmez. Ama temiz bir kemik bulunduğu halde necis bir kemik eklenirse, mutlaka bunu izâle etmek lâzımdır (kendisine zarar vermediği takdirde).
Taş ile istinca edilse, istinca yeri her ne kadar müteneccis ise de ma'fu anhdır.
Necaseti katî olarak bilinen sokak ve caddelerin çamurundan ictinab etmek mümkün olmadığından, af vardır. Yalnız zaman ve vücut itibariyle durum değişir. Kış ve bahar mevsimlerinde çamurdan af olduğu halde yazın yer kuru olduğu zamanlarda af yoktur. Yalnız kış ve baharda sadece insanın ayağına ve eteğine isabet eden çamurdan af vardır. Vücudun üst kısmına isabet eden çamurdan af yoktur.
Necaseti katî olmayıp, müteneccis olduğu zan olunan çamur (sokak çamurunda olduğu gibi) tahir sayılır.
Müteneccis olduğu sanılan oluk suyu da, necaset durumu kesin olarak bilinmediğinden tahir sayılır.
Pire, bit ve sinek gibi hayvanların kanları, az olsun çok olsun affa tabidir.
Bir kimse namaz kılarken elbisesi necasete değse veya üzerinde necaset bulunan bir şeyi eline alsa namazı sahih değildir. Fakat rükûda veya secdede, göğsünün hizasında bir necaset bulunsa beis yoktur.
Bir ayakkabının altı müteneccis olursa onunla cenaze namazı kılamaz, yalnız üst tarafı temiz olursa üzerine basıp namaz kılarsa caizdir.
Müteneccis bir yerde hapsedilen kimse, tahir bir sergi bulamadığı takdirde yine namaz kılmakla mükelleftir. Fakat sücud için başını yere koymadan eğilmekle iktifa eder. Hanefi mezhebine göre böyle bir yerde namaz kılmak gerekmez. Bilahare namazı kaza eder.
Bir kimsenin elinin veya vücudunun her hangi bir tarafında bir kemik kırılır, kırılan yere tahir bir kemik bulunamayıp necis bir kemik eklenirse namaza halel gelmez. Ama temiz bir kemik bulunduğu halde necis bir kemik eklenirse, mutlaka bunu izâle etmek lâzımdır (kendisine zarar vermediği takdirde).
Taş ile istinca edilse, istinca yeri her ne kadar müteneccis ise de ma'fu anhdır.
Necaseti katî olarak bilinen sokak ve caddelerin çamurundan ictinab etmek mümkün olmadığından, af vardır. Yalnız zaman ve vücut itibariyle durum değişir. Kış ve bahar mevsimlerinde çamurdan af olduğu halde yazın yer kuru olduğu zamanlarda af yoktur. Yalnız kış ve baharda sadece insanın ayağına ve eteğine isabet eden çamurdan af vardır. Vücudun üst kısmına isabet eden çamurdan af yoktur.
Necaseti katî olmayıp, müteneccis olduğu zan olunan çamur (sokak çamurunda olduğu gibi) tahir sayılır.
Müteneccis olduğu sanılan oluk suyu da, necaset durumu kesin olarak bilinmediğinden tahir sayılır.
Pire, bit ve sinek gibi hayvanların kanları, az olsun çok olsun affa tabidir.
Yükleniyor...