B) Kesilen hayvan av olursa ihramda olmamasıdır. İhramda olan bir kimse, bir av boğazlayıp keserse kestiği yenmez, haramdır.

İkinci rükün, kesmekle eti mübah olan ve devam edebilecek bir hayata sahip bulunan hayvandır. Bunun da birkaç şartı vardır:

a - Hayvan olması. Hayvan olmayan için boğazlama tasavvur edilemez.

b - Eti yenen hayvan olması. Eşek, katır ve benzeri hayvanlar, boğazlanmakla mübah olmazlar.

c - Kesilmeden ölüsü mübah olmayan hayvan olması. Binaenaleyh, balık ve çekirge için boğazlama yoktur.

d - Hayat-ı müstakirreye sahip olması. (Bir müddet yaşayabilecek bir hayata sahip olması) Ancak hasta olan hayvan için böyle bir şart yoktur.

Yırtıcı bir hayvan meselâ bir koyunu yaralarsa bakılır, şayet onda hayat-ı mustakirre varsa boğazlanır ve eti yenilir, yoksa kesilmez, eti haramdır. Yine ev gibi bir şey üstüne yıkılır bunun sonucunda da yaralanır veya ezilirse yine durum değişmez.

Ele geçmesi kolay olan bir hayvanı, boğazından boğazlamadan mübah olamaz. Fakat ele geçmesi zor olup tavahhuş eden hayvanı, öğretilmiş bir köpek veya ateşli olmayan bir silah ile öldürmek, boğazlamak hükmüne geçer.

Deve ve öküz gibi ehli bir hayvan bir kuyuya düşer ve onu boğzlamak mümkün olmazsa yine ateşli olmayan bir silah ile onu öldürmek, boğazlamak gibidir.

Üçüncü rükün: Boğazlama ameliyyesinde kullanılan bıçak, kılıç gibi keskin bir alettir. Bu alete de; demir, kurşun, bakır, altın, gümüş, züccaciye ve tunç gibi şeylerden olmalıdır. Diş, tırnak ve kemik gibi şeylerle kesim olmaz. Alet keskin olmayıp kuvvetle yüklenerek kesme işi yapılsa caiz değildir.

Bir hayvan kesilmeden vurulur veya boğulursa eti haramdır.


Yükleniyor...