TALÂK

Talâk, sözlükte serbest olmaktır. İstılahta ise nikâh düğümünü çözmektir. Nikâh düğümünü çözen kocaya mutallık (boşayan), kadına da mutallaka (boşanan) denir.

Talâk, sarih ve kinaye olmak üzere ikiye ayrılır.

Sarih talâk, boşamadan başka bir manaya gelmeyen sözdür. Bu da üç kelimedir. Talâk, firak ve serah'dır. Bu kelimelerin manasını bilen kimse, zevcesi hakkında kullanırsa, niyet etmese de boşanır. Her lisanda talâk manasını açıkça ifade eden "boşama" kelimesi gibi kelimeler yine sarihdir.

Kinaye ise, boşama manasında açık olmayıp o manaya geldiği gibi başka manaya da gelendir. (Enti haliyyetün) "sen benden halisin", "bettetün" (aramız kesiktir) "bainün" (ayrısın), "hablüki ala ğaribiki" (yuların omuzundadır), yani serbestsin, çünkü boşsun. "A'zibî" (benden uzaklaş), "Ağribi" (benden garip ol) gibi kelimeler kinaî kelimelerdir.

Kinayeye gelen bir kelime kullanan kimsenin, gayesi zevcesini boşamak ise, boşanır. Yoksa boşanmaz. Meselâ bir kimse "a'zibî" (benden uzaklaş) derse, gayesi, seni boşadım ise zevcesi boşanır. Yoksa, ben senden kızdım onun için benden uzaklaş, manasını kast ediyorsa boşanmaz.

Ne talâk zihar için, ne de zihar talâk için kinaye olmaz. Bunun için birisi: "Enti aleyye kezahri ümmi" (sen benim için anamın sırtı gibisin) dese, zihar etmiş olur. İlerde açıklanacağı gibi ziharda bulunan kimsenin keffaret vermesi gerekir.

Bir kimse, "enti aleyye haramün" (sen bana haramsın) derse, talâkı (boşamayı) kast ederse boşanır. Ziharı, yani sen benim anamın sırtı gibi haramsın diye kast ederse zihar olur.

Yükleniyor...