3) Emanet sahibi.

4) Emanetçi.

Emanet sahibi ile emanetçinin baliğ ve akıllı olmaları şarttır. Binaenaleyh bir kimse bir deliden veya bir çocuktan bir emanet alırsa, hangi sûretle olursa olsun telef olduğu takdirde zâmin olur. Mislini veya beledini vermeğe mecburdur. Fakat bir mümeyyiz çocuğa emanet bırakılır ve telef olursa çocuk zâmin olmaz. Ama kendisi bizzat itlaf ederse zâmin olur.

Bir çocuk bir çocuğa bir şey emanet olarak bırakırsa, telef veya itlaf edildiği takdirde zâmin olur.

Emanetin (müteneccis de olsa) muhterem olması şarttır. Muhterem olmayan, çalgı aleti gibi haram olan bir şey emanet edilemez. Telef olursa emanetçi zâmin olmaz.

Akit siğası; emanet sahibinin "bunu sana emanet ediyorum" gibi bir söz söylemesi, emanetçinin de red etmemesi şarttır.

Emanetçi; emaneti muhafaza edemeyeceğini bilirse kabûl etmesi haramdır. Yoksa kabul etmesi sünnettir. Ondan başka kimse yoksa ve kabûl etmediği takdirde zayî olacaksa kabullenmesi vaciptir.

Emanet sahibi ile emanetçilerden birisi vefat eder veya delirir veya bayılır veya emanet sahibi iadesini taleb eder veya emanetçi red ederse, emanetin hükmü yürürlükten kalkar.

Emanetçi, münasip bir şekilde emaneti uygun bir yerde muhafaza ettiği halde kayıp olur veya çalınırsa zâmin olmaz. Fakat emanete uygun olmayan bir yerde bırakır veya izin almadan başka bir yere nakl ederse zâmin olur.

Emanetçi, sefere çıkar veya tehlikeli bir hastalığa maruz olursa emaneti sahibinie iade etmelidir. Bu mümkün olmazsa güvenilir bir kimseye iki şahit huzurunda teslim eder. Böyle yapmadığı takdirde mal sahibi "ben teslim almadım" diye iddia ederse zâmin olur.

Bir emanetçinin, emaneti korumak için gerekeni yapması lâzımdır. Meselâ, emanet yün ve elbise gibi bir şey olursa onu

Yükleniyor...