kendisine verirse iğreti şey kayıp olduğu takdirde, ne çocuk, ne de onu gönderen kimse mesul değildir. Mal sahibi çocuğa malını teslim etmemeli idi.

Bir kimse birisine, "Hakkımı şu çocuğa ver" dese, o da teslim ederse kayıp olduğu takdirde verenin kesesinden gitmiş sayılır. Fakat birisinden emaneti bulunan kimse, emanetçiye "emanetimi şu çocuğa ver" dese, o da verirse mesuliyetten kurtulmuş olur. Yalnız emanet çocuğun hakkı olup kendisine teslim ederse velinin izniyle de olsa mesuliyetten kurtulamaz.

2 - Mallarına haciz konulmaması.

3 - İsteğiyle alış veriş yapmasıdır. Bunun için bir kimse malını satmak istemediği halde zor kullanmak suretiyle kendisine alış ve satış yaptırılırsa caiz olmayıp, fasiddir. Ancak haklı olarak zor kullanılırsa caiz olur. Meselâ birisinin zimmetinde borç bulunup imkanı olduğu halde vermek istemezse, hakim dilerse borçlunun izni olmadan malını satıp borcunu kapatır. İsterse de borcunu kapatıncaya kadar onu hapseder.

Bir kimse malının gasp edileceğinden veya hacz edileceğinden korktuğu için onu kurtarmak gayesiyle birisine satarsa, her ne kadar gayesi gerçek satış değilse de bu satış sahihtir. Müşteri isterse onu çevirmez. Ama kendisine vermek isterse yeni bir satış ile onu kendisine verebilir.

Satışın şakası yoktur. Ciddisi muteber olduğu gibi, şakası da muteberdir. Ve ciddi sayılır. Meselâ, birisi şakadan malını satarsa malı satmış olur.

Alıcı ile satıcı, satılık şeyin bedelini bin lira olarak tayin edip üzerine akid icra eder; fakat iki bin lira ilan ederse alıcı üç bin vermeğe mecburdur. Yani gizlice tayin ettikleri bin lirayı vermekle mükellef olduğu gibi, ilan ettikleri iki bini de alıcı vermeğe mecburdur.

4 - Alıcı ile satıcının alıp sattıkları şeye malik veya vekil veya veli olmasıdır. Binaenaleyh, bir kimse her hangi bir kimse için izni olmadan bir şey satın alırsa duruma bakılır. Şayet o kimse malı karşılığında satın almış ise, veya; "Ben falan adam için bu şeyi aldım, onun parası onun zimmetindedir." dese bu

Yükleniyor...