da yoksa mahrem olmayan asabesi, bu da yoksa salih bir yabancı meyteyi kabre koymalıdır.

Ölüyü kabre koyanların bir veya üç kişi olması sünnettir. Resûlüllah'ın mübarek cenazesini kabri şerife koyanlar üç kişi idiler. (İbni Hibban rivayet etmiştir). Ölünün başı altına yastık koymak veya döşek sermek mekruhtur, bunu vasiyet etse de vasiyeti yerine getirilmemelidir, yer gevşek olmazsa tabuta koyup onunla defn etmek mekruhtur.

Cenazeyi kabre koyduktan sonra üzerine toprak serpmeden evvel bir örtü ile örtülmesi (bilhassa kadın olursa) sünnettir.

Cenazeyi kabre koyarken,

بِسْمِ اللّٰهِ وَعَلَى مِلَّةِ رَسُولِ اللّٰهِ

demek sünnettir. Kıbleye doğru sağ yanı üzerine konur. Yüzü kabrin kıble duvarına dayandırılır. Beline de bir taş veya bir kerpiç destek yapılır. Lahd varsa ağzı kerpiçle veya taşla kapatılır, yoksa, taş veya kerpiçle tavan yapılır. Delikleri iyice kapatılır. Baş ucunda bulunan kimse, üç avuç toprak atar. Bunları atarken birincisinde,

مِنْهَا خَلَقْنَاكُمْ

İkincisinde

وَفِيهَا نُعِيدُكُمْ

Üçüncüsünde

وَمِنْهَا نُخْرِجُكُمْ تَارَةً اُخْرَى

okumak sünnettir. Sonra kürekle üstüne toprak atılır.

Tanınıp ziyaret edilmesi için kabir, bir karış kadar yükseltilmelidir. Resûlüllah (S.A.V.)'in kabri şerifi bir karış kadar yükseltilmiştir. Bir karıştan fazla yükseltmek, yatana fazla saygı yapılıp harama girmeğe sebep olacağından mekrûhdur.

Kabri çimento ve taş ile yapmak, üzerine kubbe veya ev inşa etmek, üzerine yazı yazmak ve yazdırmak mekrûhdur. Mezarlık vakıf olursa, mezkûr şekilde yapmak haram olacağından yıktırılması lazımdır. Büceyremi cilt 1 sayfa 496 da diyor ki: Mısır'da Karafe mezarlığı vakıf olduğundan, orada bulunan kubbe ve inşa edilmiş kabirleri yıkmak lâzımdır. İmam Şafiî'nin kubbesi müstesnadır. Çünkü onun kubbesi, orası henüz vakıf olmadan evvel inşa edilmişti. Büceyremi'nin Halebi'den naklettiğine göre, salih bir zatın kabri üzerine kubbe yapmakta beis yoktur.

Yükleniyor...