Bazen emir ve nehiyleri de kitaplar halinde inzal etmiştir. Kitaplar şunlardır:

Tevrat, Zebûr, İncil ve Kur'an. Bugün Yahudilerin elinde bulunan Tevrat tahrife uğradığından değerini kaybettiği gibi, ondan sonra gelen İncil'de Tevrat'ı yürürlükten kaldırmış; daha sonra İncil dahi tamamen ortadan kaybolmuş ve Hıristiyanların elinde bulunan dört İncil, Hz. İsa'dan çok sonra malûm şahıslar tarafından yazılmıştır.

En son kitap olan Kur'an-ı Kerim'e gelince, Cenab-ı Hak onu yirmi üç sene zarfında âyet âyet, sûre sûre, son peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.)'e inzal buyurdu. Tahrife uğramaması ve kayb olmaması için, Allah'ın Resulü onu ezberlediği gibi, müminlerin de ezberlemelerini emretti. Bunun için her asırda yüz binlerce hâfız bulunmuş ve bulunmaktadır. Bu sayede Asr-ı Saadette okunan Kur'an-ı Kerim ile bu asırda okunan Kur'an-ı Kerim arasında hiçbir fark yoktur. Olduğu gibi muhafaza edilmiş ve böylece şu vad'i İlâhî tahakkuk etmiş oluyor:

اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُون

"Hiç şüphe yok ki, Kur'an-ı biz indirdik ve muhakkak ki onu, tahrif ile tebdilden- biz koruyacağız." (Hicr: 9)

Hz. Ebubekir (R.A.)'ın zamanına kadar Kur'an-ı Kerim dağınık olup bir araya getirilmemiş, sûre ve ayetler halinde sahabelerin yanında bulunuyordu. Yemâme muharebesinde yetmiş kadar hâfız şehid olunca, Kur'ân-ı Kerim'in kaybolmasından endişe eden Hz. Ömer'in teklifi üzerine Ebûbekir'in emriyle Zeyd İbni Sabit'in başkanlığı altında bir hey'et tarafından bir araya getirildi. Hz. Osman zamanında da çoğaltıldı.

Kur'an-ı Kerim'in bir çok meziyetleri olup bazıları şunlardır:

1- Kur'an-ı Kerim bütün semavî kitapların tâlim ve irşadlarının hulasasını içine alır. Cenab-ı Hak buyuruyor:

وَاَنْزَلْنَآ اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِنًا عَلَيْهِ

Yükleniyor...