geri kalışı mazeret sayılmaz. Yani imam ikinci rüknü tamamlamadan evvel, vesveseli olan kimse fatihasını tamamlarsa, imamla beraber namazına devam eder. Yoksa imamdan ayrılır. Ve kendi kendine namaz kılar.

İmamın abdesti bozulur veya elbisesine necaset değerse veya mestinin müddeti biterse, kendisiyle me'mumün arasındaki bağlantı kesilir. Ve ayrılış niyetini getirmesi vacibdir. Fakat namazı bırakıp gider yahut ölürse ayrılış niyetini getirmeye mecbur değildir. Her iki sûrette de iktida (uyuş) ortadan kalktıktan sonra me'mûm, namaz esnasında başkasına uyabildiği gibi başkası da kendisine uyabilir.

Cuma namazının birinci rek'atı müstesna, her zaman zaruret olmazsa da me'mum, isterse imamdan ayrılabilir. Ancak hastalık gibi bir hal olmazsa ayrılmak mekruhdur.

Bir kimse yalnız başına namaza başlarsa, namaz esnasında başkasına uyması veya başkasının kendisine uyması caizdir. Şayet imam, önce namazı bitirirse me'mum mesbuk gibi namazını tamamlar. Me'mum önce namazını tamamlarsa o zaman isterse selâm vermeden evvel ayrılış niyetini getirip selam verir. İsterse de imamı bekler ve onunla beraber selâm verir.

Mesbuk neye yetiştiyse o, kendisi için namazın ilkidir. Sabah namazında imamın ikinci rek'atına yetişirse kendisiyle beraber kunutu okur, fakat ikinci rek'atta da kunutu tekrar okuyacaktır.

Akşam namazında imamla birlikte son rek'ati kılan kimse, ikinci rek'atte de teşehhüd okuyacaktır. Çünkü kendisi için ilk teşehhüd zamanı o andır ve üçüncü rek'atta da son teşehhüdü okur. Ve böylece her rek'atta teşehhüd okumuş olur.

Rükû'da imama yetişip bütün azaları yerlerini alırlarsa rek'ata yetişmiş sayılır. Yeter ki imamın rükû'u imam için sayılmış olsun, hatta abdesti olmayan kimsenin rükû'una yetişirse o rüku nazari itibare alınmaz.

Rükû'da kâfi gelecek kadar imama yetişip yetişmediğinde şüphe ederse, rek'ata yetişmiş sayılmaz. Yani kesin olarak tuma'ninetin hasıl olması gerekir.

Rükû'da imama yetişen kimse, önce tekbiretül-ihram için,

Yükleniyor...