Cehri namazlar: Sabah, cuma, akşam, yatsı namazı, her iki bayram, yağmur namazı ve ay tutulması namazıdır, diğer namazlar sırridir. Gündüz nafileleri sırridir, gece nafilesi ise sırri ile cehri namazlar arasındadır. Namazın dışında ve içinde

اَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَحْكَمِ الْحَاكِم۪ينَ

ayetini okuyan kimsenin; "Bela ve ene ala zalike mineşşahidine",

فَبِاَىِّ حَد۪يثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ

okuyan kimsenin: "Amentü billah"

فَمَنْ يَاْت۪يكُمْ بِمَآءٍ مَع۪ينٍ

okuyan kimsenin de: "Allahu rabbulalemin" demesi sünnettir.

"Muğnil Muhtaç"ta kaydedildiğine göre, Eş-Şeyh EbûZeyd, yirmi küsur sahabeden: Kıyamda, Fatiha'nın okunması gerektiğini naklediyor.

Mesbuk (Sonradan gelip zamanında imama yetişmeyen) müstesna namaza duran herkes, her rek'atta Fatiha-i Şerifeyi okumakla mükellefdir.

Fatiha'nın sahih olabilmesi için bazı şartlar vardır ki; şunlardır;

1- Namaz kılanın fatihayı kendi işiteceği kadar açıktan okuması.

2- Bütün harflerini okuması. Bir harfini veya Fatiha'nın on dört şeddelerinden birisini bırakırsa kıraatı fesade gider. Hatta Savi diyor ki: "İyyake" deki şeddeyi bilerek mânasını anladığı halde terkeden kimse kâfir olur. Çünkü şeddesiz olursa güneş ışığının ismidir. O zaman mânası şöyle olur. Yalnız senin güneş ışığına ibadet ederiz. Ama unutarak veya bilmeyerek okursa söylenmesi gereken ne ise onu söylemek lâzım olduğu gibi secde-i sehiv yapmak da lâzımdır.

3- Bir harfi başka bir harf ile değiştirmemesi. Meselâ bir kimse "dad" harfini "za" harfine çevirerek okursa kıraatı sahih değildir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in hem nazmını, hem manasını değiştirmiş olur; "dâllin" kelimesi, delâlete sapanlar mânasını ifade ediyorsa "zâllîn" kelimesi devam edenler mânasını ifade ediyor. Fakat "ka" ile "ke" arasında bir üslûp ile okursa (Arapların nutkettikleri gibi) Fatiha'ya halel vermez.


Yükleniyor...