109-Kafirun
٩٠١﴾ الكافرون
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْـكَافِرُونَۙ ﴿١﴾
1 - De ki: “Ey Kâfirler!”
لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ ﴿٢﴾
2 - “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk etmem.”
وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ ﴿٣﴾
3 - “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ ﴿٤﴾
4 - “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”
وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۜ ﴿٥﴾
5 - “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
لَـكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ ﴿٦﴾
6 - “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.”
110-Nasr
٠١١﴾ النصر
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اِذَا جَٓاءَ نَصْرُ اللّٰهِ وَالْفَتْحُۙ ﴿١﴾
وَرَاَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ ف۪ي د۪ينِ اللّٰهِ اَفْوَاجاًۙ ﴿٢﴾
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُۜ اِنَّهُ كَانَ تَوَّاباً ﴿٣﴾
(1-3) Allah’ın yardımı ve fetih (Mekke fethi) geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan bağışlama dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.
111-Leheb
١١١﴾ التبّت
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
تَبَّتْ يَدَٓا اَب۪ي لَهَبٍ وَتَبَّۜ ﴿١﴾
1 - Ebû Leheb’in elleri kurusun. Zaten kurudu.
مَٓا اَغْنٰى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَۜ ﴿٢﴾
2 - Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı.
سَيَصْلٰى نَاراً ذَاتَ لَهَبٍۚ ﴿٣﴾
3 - O, bir alevli ateşe girecektir.
وَامْرَاَتُهُۜ حَمَّالَةَ الْحَطَبِۚ ﴿٤﴾
ف۪ي ج۪يدِهَا حَبْلٌ مِنْ مَسَدٍ ﴿٥﴾
(4-5) Boynunda bükülmüş hurma liflerinden bir ip olduğu hâlde sırtında odun taşıyarak karısı da (o ateşe girecektir).
٩٠١﴾ الكافرون
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْـكَافِرُونَۙ ﴿١﴾
1 - De ki: “Ey Kâfirler!”
لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ ﴿٢﴾
2 - “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk etmem.”
وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ ﴿٣﴾
3 - “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ ﴿٤﴾
4 - “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”
وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۜ ﴿٥﴾
5 - “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
لَـكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ ﴿٦﴾
6 - “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.”
110-Nasr
٠١١﴾ النصر
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اِذَا جَٓاءَ نَصْرُ اللّٰهِ وَالْفَتْحُۙ ﴿١﴾
وَرَاَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ ف۪ي د۪ينِ اللّٰهِ اَفْوَاجاًۙ ﴿٢﴾
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُۜ اِنَّهُ كَانَ تَوَّاباً ﴿٣﴾
(1-3) Allah’ın yardımı ve fetih (Mekke fethi) geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan bağışlama dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.
111-Leheb
١١١﴾ التبّت
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
تَبَّتْ يَدَٓا اَب۪ي لَهَبٍ وَتَبَّۜ ﴿١﴾
1 - Ebû Leheb’in elleri kurusun. Zaten kurudu.
مَٓا اَغْنٰى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَۜ ﴿٢﴾
2 - Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı.
سَيَصْلٰى نَاراً ذَاتَ لَهَبٍۚ ﴿٣﴾
3 - O, bir alevli ateşe girecektir.
وَامْرَاَتُهُۜ حَمَّالَةَ الْحَطَبِۚ ﴿٤﴾
ف۪ي ج۪يدِهَا حَبْلٌ مِنْ مَسَدٍ ﴿٥﴾
(4-5) Boynunda bükülmüş hurma liflerinden bir ip olduğu hâlde sırtında odun taşıyarak karısı da (o ateşe girecektir).
Yükleniyor...