O abd-i misafir sensin. Burdur, dünyadır. Antalya, kabir. Şam, berzah ve haşirdir. Yemen, mâba'dü-l haşirdir. Yirmidört lira da, yirmidört saattir. Sen o yirmidört saatin yirmiüçünü şu hayat-ı fâniyeye bilâ-tereddüd ve bilâ-perva sarfediyorsun. Pek uzun seferin için elzem-i zâd olan beş vakit namazın edasına, bir saatin sarfında tehavün gösteriyorsun. Yani, ağır davranıyorsun. Hattâ sarfettiğin vakitte bir hisse de dünyaya çıkarıyorsun ki, namaz içinde dünyanı da düşünüyorsun.

Hallak-ı Kerim'in bu kadar az birşeyle şu kadar büyük şeyleri sana verdiği halde sen yapmazsan, senin bu insafsızlığın ile Cehennem sana lâyık olmaz mı ve sen ona müstehak olmaz mısın; ey gafil ve ey târik-üs salât?

عَجِّلُوا بِالصَّلٰوةِ قَبْلَ الْفَوْتِ وَ بِالتَّوْبَةِ قَبْلَ الْمَوْتِ

* * *


Yükleniyor...