52- Ramazan hilâlini gören bir müslüman için hemen o gece şehadette bulunmak lâzımdır. Hatta bu, evinde beklemesi gereken bir kadın bile olsa, kocasının veya efendisinin izin vermesine bakmaksızın çıkıp gördüğü hilâl hakkında şehadet eder; çünkü bu din bakımından vacib olan bir görevdir.

53- Hilâli gören kimse, eğer hâkimi bulunan bir şehirde ise hemen hâkimin huzuruna çıkar ve şahidlikte bulunur. Hâkim de durumu ilân eder. Hâkim bulunmayan bir yerde ise, mescide gidip şahidlikte bulunur. Şahid olan kimse âdil olarak biliniyorsa, onun sözüne dayanarak insanlar oruca başlarlar.

(Şafıîlere göre, hâkimin hükmü ile bütün insanlara oruç tutmak farz olur. İsterse bu hüküm, yalnız âdil bir şahidin görüşüne dayanmış bulunsun. Hâkimin hükmü ihtilâfı ortadan kaldırır ve başka mezheb sahiblerine de oruç tutmak gerekli olur.)

54- Hilâlin görülmesi, ayın girmesi doğrudan doğruya değil, bir olaya bağlı olarak hüküm altına alınabilir. Meselâ: Bir kimse mahkemede bir şahsı dava ederek: "Benim bu kimsede, Ramazanın ilk gününde ödemek üzere şu kadar kuruş alacağım vardır, şimdi ise Ramazan hilâli görülmüştür. Bunun için bu alacağımı bana vermesini istiyorum," dese, borçlu şahıs da: "Evet, anlattığı şekilde borcum vardır, fakat henüz Ramazan ayı girmemiştir," diye itiraz etmekle hakim, o davacının hilâli gördüklerine dair getireceği iki şahidin şehadeti üzerine o borcun ödenmesine hüküm verse, Ramazan hilâlinin gördüğüne de hüküm vermiş olur.

Hilâl isbat için bu şekilde dava açılması, İmam Azam'a göre uygundur. İki İmama göre, böyle bir davaya gerek yoktur.

55- Yalnız başına hilâli gören kimsenin şahidliği kabul edilmese de, kendisinin oruç tutması gerekir. Eğer o gün oruç tutmazsa, kaza eder. Bundan dolayı keffaret gerekmez. Çünkü gördüğü şeyin hilâl değil, bir hayal olduğu düşünülebilir. Bir kimsenin şahidliği hakim tarafından henüz red edilmeden iftar ettiği taktirde de yine keffaret gerekmez. Çünkü reddedilmek şüphesi vardır. Keffaretler ise, şüphe ile kalkar. Fakat şehadet kabul edildikten sonra iftar edecek olsa keffaret gerekir. Çünkü bu durumda onun şahidliği hakimin kararı ile kuvvet bulmuştur.

56- Hava kapalı olmayınca, Ramazan, Şevval ve Zilhicce hilâlleri hususunda bir iki kimsenin değil, onlarla beraber kuvvetli bir zan meydana gelecek başka çok kimselerin şehadetleri kabul edilir. Bunların sayısını belirlemek idarecinin görüşene bağlıdır. Bir görüşe göre, bunların elli erkek olması gerekir. Bu hususta şahidlerin belde haricinden olup olmaması, kuvvetli rivayete göre, fark etmez. Bir görüşe göre de, bu durumda belde dışından gelen iki adil şahidin şehadeti kabul olunur. Onların daha uygun ve elverişli bir yerden hilâli görmüş olmaları düşünülebilir.

İmam Azam'dan rivayete göre de, bu durumda taşradan gelmiş veya gelmemiş olsun, iki adil şahidin şehadeti ile yetinilir.

Yükleniyor...