Hak olan şeyde ısrarla direnmek ve büyüklük taslamak asla caiz değildir. Böyle bir durum, gösterişten, kinden, çekememezlikten ve hırsdan ileri gelir. Bu, insan için pek büyük bir noksanlıktır.
"Kabul edilmeğe en layık olan hakdır."
İslâmda Va'zın ve Öğüt Vermenin Önemi
16- İslam dininde va'z etmek ve öğüt vermek pek önemli bir görevdir, bir farz-ı kifayedir. Kürsülerde ve minberlerde insanlara öğüt kasdi ile söylenen sözler (hutbeler) sünnettir. Peygamberimizin yoludur. Din hükümlerine uygun olarak ihtiyaca göre tatlı ifadelerle yapılan konuşmalardan, verilen öğütlerden herkes faydalanır. Bunlar birer uyarmadır. Bu uyarmalar mü'minler için çok yararlıdır.
17- Nasihat (öğüt), aslında hayır istemektir. Bir hadis-i şerîfde şöyle buyurulmuştur:
"Şübhe yok ki din, Allah için, Allah'ın kitabı ve Peygamberi için, müslümanların imamları için ve hepsi için hayır istemekten, (öğüt vermekten) ibarettir."
Doğrusu Allah'ın dinine hizmet için çalışmak, başkalarının hidayete ermelerine, mutluluğa kavuşmalarına ve selametlerine hizmet için uğraşmak ne büyük bir hayırseverliktir, ne yüksek bir harekettir!..
Bunun içindir ki, bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Yüce Allah'ın bir kimseyi, senin aracılığınla hidayete erdirmesi, senin için, güneşin üzerine doğduğu ve battığı şeylerin hepsinden daha hayırlıdır."
18- Nasihat, gerçekten bir hayır işidir, çok sevimli bir hizmettir. Yalnız baş olmak sevgisi ile veya mala ve insanların takdirine kavuşmak maksadıyla yapılan öğütler ve konuşmalar, sahibleri için birer günahtır. İyi niyet bulunmadığı için de, Yüce Allah katında makbul değildir.
19- Allah rızası için bir hayır olarak yapılan öğütü kabul etmemek, ilmi üstün olan kimsenin hakka bağlı emir ve tavsiyelerine boyun eğmekten kaçınmak ise temerrüd (İnatçılık) denen kötü bir huydur. Bu da, kıskanmaktan, kendini beğenmekten ve nefsin arzusuna uymaktan ileri gelir.
"Kabul edilmeğe en layık olan hakdır."
İslâmda Va'zın ve Öğüt Vermenin Önemi
16- İslam dininde va'z etmek ve öğüt vermek pek önemli bir görevdir, bir farz-ı kifayedir. Kürsülerde ve minberlerde insanlara öğüt kasdi ile söylenen sözler (hutbeler) sünnettir. Peygamberimizin yoludur. Din hükümlerine uygun olarak ihtiyaca göre tatlı ifadelerle yapılan konuşmalardan, verilen öğütlerden herkes faydalanır. Bunlar birer uyarmadır. Bu uyarmalar mü'minler için çok yararlıdır.
17- Nasihat (öğüt), aslında hayır istemektir. Bir hadis-i şerîfde şöyle buyurulmuştur:
"Şübhe yok ki din, Allah için, Allah'ın kitabı ve Peygamberi için, müslümanların imamları için ve hepsi için hayır istemekten, (öğüt vermekten) ibarettir."
Doğrusu Allah'ın dinine hizmet için çalışmak, başkalarının hidayete ermelerine, mutluluğa kavuşmalarına ve selametlerine hizmet için uğraşmak ne büyük bir hayırseverliktir, ne yüksek bir harekettir!..
Bunun içindir ki, bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Yüce Allah'ın bir kimseyi, senin aracılığınla hidayete erdirmesi, senin için, güneşin üzerine doğduğu ve battığı şeylerin hepsinden daha hayırlıdır."
18- Nasihat, gerçekten bir hayır işidir, çok sevimli bir hizmettir. Yalnız baş olmak sevgisi ile veya mala ve insanların takdirine kavuşmak maksadıyla yapılan öğütler ve konuşmalar, sahibleri için birer günahtır. İyi niyet bulunmadığı için de, Yüce Allah katında makbul değildir.
19- Allah rızası için bir hayır olarak yapılan öğütü kabul etmemek, ilmi üstün olan kimsenin hakka bağlı emir ve tavsiyelerine boyun eğmekten kaçınmak ise temerrüd (İnatçılık) denen kötü bir huydur. Bu da, kıskanmaktan, kendini beğenmekten ve nefsin arzusuna uymaktan ileri gelir.
Yükleniyor...