-Seydâ! Ne söylerseniz sözünüzden çıkmam, demiştir.
Mustafa Paşa, at ile para teberru' etmek ister. Bedîüzzaman reddederek:
-Şimdiye kadar kimseden para almadığımı işitmediniz mi? Bahusus sizin gibi zalimden nasıl para alırım? Ve siz galiba tövbenizi bozdunuz, şu takdirde Cezire'ye ulaşamazsınız, demiştir.
Ve hakikaten Cezire'ye yetişmeden yolda öldüğünü haber alır.
Bedîüzzaman, riyaziyede hârikulâde bir sür'at-i intikale mâlik idi. Herhangi bir müşkil mes'eleyi, zihnen hemen hallederdi. Hattâ Cebir Mukabele ilminde bir risale te'lif etmişti. Tahir Paşa nezdinde hesab mes'eleleri münakaşa mevzuu olduğunda hesaba dair hangi mes'ele bahsedilse, başkaları ve en mahir kâtibler neticeyi bulamadan, Molla Said zihnen çıkarıyordu. Çok defalar böyle yarışlara girişir ve umumunda daima birinci gelirdi. Bir defasında şöyle bir sual sordular:
-Onbeş müslim, onbeş gayr-ı müslim farzedilerek, birbiri ardına dizilince bunlara yapılacak her kur'ada gayr-ı müslime isabet etmesi matlubdur. Nasıl taksim edilir?
Bu suale cevaben:
-Bunların yüz yirmi dört vaziyet-i muhtemelesi vardır, diyerek yapar.
Hem de der:
-Bundan daha müşkilini de kendim icad ederim. İki bin beşyüz vaziyet-i muhtemeleye göre yaparım.
İki saat zarfında yüz adamdan elli adet gayr-ı müslimi o vaziyette taksim eder ki, daima kur'ayı gayr-ı müslime düşürür. Ve hattâ beşyüz gayr-ı müslim olmakla ikiyüz ellibin vaziyet-i muhtemele üzerine bir mes'ele çıkarttı ve Tahir Paşa'ya göstererek bir risale şeklinde yazdı.
{(Haşiye): Maatteessüf o risale Van'da bir yangında yanmıştır.}
Bedîüzzaman Van'da bulunduğu zamanlarda, vali Tahir Paşa ile bazı gazetelerden havadis okurdu. Bilhâssa İslâmiyeti alâkadar eden
Mustafa Paşa, at ile para teberru' etmek ister. Bedîüzzaman reddederek:
-Şimdiye kadar kimseden para almadığımı işitmediniz mi? Bahusus sizin gibi zalimden nasıl para alırım? Ve siz galiba tövbenizi bozdunuz, şu takdirde Cezire'ye ulaşamazsınız, demiştir.
Ve hakikaten Cezire'ye yetişmeden yolda öldüğünü haber alır.
Bedîüzzaman, riyaziyede hârikulâde bir sür'at-i intikale mâlik idi. Herhangi bir müşkil mes'eleyi, zihnen hemen hallederdi. Hattâ Cebir Mukabele ilminde bir risale te'lif etmişti. Tahir Paşa nezdinde hesab mes'eleleri münakaşa mevzuu olduğunda hesaba dair hangi mes'ele bahsedilse, başkaları ve en mahir kâtibler neticeyi bulamadan, Molla Said zihnen çıkarıyordu. Çok defalar böyle yarışlara girişir ve umumunda daima birinci gelirdi. Bir defasında şöyle bir sual sordular:
-Onbeş müslim, onbeş gayr-ı müslim farzedilerek, birbiri ardına dizilince bunlara yapılacak her kur'ada gayr-ı müslime isabet etmesi matlubdur. Nasıl taksim edilir?
Bu suale cevaben:
-Bunların yüz yirmi dört vaziyet-i muhtemelesi vardır, diyerek yapar.
Hem de der:
-Bundan daha müşkilini de kendim icad ederim. İki bin beşyüz vaziyet-i muhtemeleye göre yaparım.
İki saat zarfında yüz adamdan elli adet gayr-ı müslimi o vaziyette taksim eder ki, daima kur'ayı gayr-ı müslime düşürür. Ve hattâ beşyüz gayr-ı müslim olmakla ikiyüz ellibin vaziyet-i muhtemele üzerine bir mes'ele çıkarttı ve Tahir Paşa'ya göstererek bir risale şeklinde yazdı.
{(Haşiye): Maatteessüf o risale Van'da bir yangında yanmıştır.}
Bedîüzzaman Van'da bulunduğu zamanlarda, vali Tahir Paşa ile bazı gazetelerden havadis okurdu. Bilhâssa İslâmiyeti alâkadar eden
Yükleniyor...