ve tarîkatçılık mevcud değildir. Eserleri ilmî ve imanîdir, Kur'an'ın bir tefsiridir" diye rapor veriliyor. Mahkemeye verilişindeki ittihamlar, delilsiz ve isbatsız olduğu için, bir takım uydurma bahane ve tertiblerden ibaret olduğu anlaşılıyor. Neticede, Bedîüzzaman büyük bir müdafaa yapıyor. Nihayet, mahkeme ittifakla 16/6/1944 tarih ve 199/136 sayılı beraet kararını veriyor. Yüzotuz parça Risale-i Nur Külliyatının hepsine serbestiyet verip, sahiblerine tamamen iade ediyor. Beraet kararını, Temyiz Birinci Ceza Dairesi 30/12/1944 tarihli i'lamla ittifakla tasdik edip, Risale-i Nur davasının hakkaniyeti kaziye-i muhkeme halini alıyor.

Bedîüzzaman Said Nursî ve talebelerinden bir kısmı hapiste dokuz ay kaldıktan sonra beraet kararı üzerine tahliye ediliyor. Fakat Said Nursî Hazretlerini hapishanede zehirliyorlar, ölüm tehlikesi geçiriyor. Cenab-ı Hakk'ın inayetiyle kurtuluyorsa da, tarihte hiçbir kimseye yapılmayan zulüm, işkence ve ihanetlere maruz bırakılıyor. Bedîüzzaman, gizli dinsiz münafıkların tahrikatıyla girdiği bütün mahkemelerde olduğu gibi, bu i'dam plânıyla verildiği mahkemede de hak ve hakikatı, pervasızca ve ölümü hiçe sayarak haykırıyor.

Üstad Bedîüzzaman, Denizli hapsinde "Meyve Risalesi"ni te'lif etmiştir. Bu risale, bilâhere Asâ-yı Musa mecmuasının başında neşredilmiştir. Meyve Risalesi'ni, iki Cuma gününde te'lif etmiştir. Hapishanede bulunan bütün Nur talebeleri ve diğer mahpuslar, Meyve Risalesi'ni yazmışlar, o risalenin hakikatlarıyla iştigal etmişlerdir. Hapishaneye kâğıt sokulmuyordu. O eser, gizlice yazılmıştır. Hattâ kibrit kutusuna yazmışlar ve bu gibi şartlar altında çalışmışlardır.

{(Haşiye): "On Mes'ele"den ibaret olan çok ehemmiyetli Meyve Risalesi'nden nümune olmak üzere Altıncı ve Yedinci Mes'eleler, Denizli Hayatı'nın sonuna dercedilmiştir, müracaat edilsin.}

* * *


Bedîüzzaman Said Nursî'nin Denizli Mahkemesinde yaptığı müdafaadan bazı kısımlar

Evet biz bir cem'iyetiz ve öyle bir cem'iyetimiz var ki; her asırda

Yükleniyor...