İkinci Kısım

Barla Hayatı

Risale-i Nur'un zuhuru

Üstad Bedîüzzaman Said Nursî'nin Şarkî Anadolu'da dünyaya gelişinden itibaren geçirdiği hayat safhalarını buraya kadar birer birer gördük, temaşa ettik. Şimdi; geçen kırk-elli senelik hayatının neticesi ve meyvesi hükmünde, tarihin pek ender kaydettiği cihan vüs'atindeki muazzam bir davaya giriyoruz. Bütün maddî ve manevî zulmetleri izale edip, âlemi nuruyla ziyalandıracak olan Risale-i Nur meydana çıkıyor; dünya ilm ü irfan sahasına Türkiye'den bir güneş doğuyor!..

* * *


Bedîüzzaman Hazretlerinin Vilayat-ı Şarkıyeden Garbî Anadolu'ya nefyedilmesi, Risale-i Nur'un zuhuru, te'lif ve neşri

Van'da mezkûr mağarada yaşamakta iken, şarkta ihtilal ve isyan hareketleri oluyor. "Sizin nüfuzunuz kuvvetlidir" diyerek yardım isteyen bir zâtın mektubuna: "Türk Milleti asırlardan beri İslâmiyet'e hizmet etmiş ve çok veliler yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılınç çekilmez, siz de çekmeyiniz; teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Millet, irşad ve tenvir edilmelidir!" diye cevab gönderiyor. Fakat yine hükûmet, Bedîüzzaman'ı Garbî Anadolu'ya nefyediyor.

Van'da mağaradan çıkarılıp Anadolu'ya hareket etmek üzere jandarmalarla sevkedilirken, yollara dökülüp "Aman efendi hazretleri bizi bırakıp gitme. Müsaade buyur sizi göndermeyelim. Arzu ederseniz Arabistan'a götürelim." diye yalvaran silâhlı gruplara, ahaliye ve ileri gelen zâtlara: "Ben Anadolu'ya gideceğim, onları istiyorum."

Yükleniyor...