olması; ve bir tek zât-ı ehadî olmakla her şeyi bizzât elinde tutmak" olan hakaik-i âliye-i Kur'aniyenin "Dört Şua" namıyla gayet mühim bir sırrını tefsir ediyor. Ve o hakaikı müstakim akıllara ve selim kalblere teslim ettiriyor.

ONYEDİNCİ SÖZ:

202

اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا ِلنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُمْ اَحْسَنُ عَمَلاً ٭ وَاِنَّا لَجَاعِلُونَ مَا عَلَيْهَا صَع۪يدًا جُرُزًا ٭ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌ

âyetlerinin meallerinde: Lezzet-i hayat içinde elem-i mevt ve sürur-u visal içinde elem-i zeval hakkındaki âyâtın mühim bir sırrını ve ism-i Kahhar'a karşı Rahman isminin cilvesini gayet güzel bir suretle gösterip tefsir ediyor. Ve ehl-i iman için dünyanın mahiyetini, seyyar bir ticaretgâh ve muvakkat bir misafirhane ve birkaç günlük bir teşhirgâh ve kısa bir müddet için işleyecek bir tezgâh ve ahz u i'ta için yol üstünde kurulmuş bir pazar olduğunu gösterip, dünyadan berzah ve âhiret tarafına insan seyahatını sevdirir, ve dehşetini izale eder. Ve bu sözün âhirinde bazı nüshalarda "Siyah Dutun Meyvesi" namıyla kıymetdar ve cazibedar ve şiir kıyafetinde birkaç hakikat var.

Kalbe Farisî olarak tahattur eden bir münacat: 208

EHL-İ GAFLET DÜNYASININ HAKİKATINI TASVİR EDEN BİRİNCİ LEVHA: 219

EHL-İ HİDAYET VE HUZURUN HAKİKAT-I DÜNYALARINA İŞARET EDEN İKİNCİ LEVHA: 220

BARLA YAYLASI, ÇAM, KATRAN, ARDIÇ, KARAKAVAĞIN BİR MEYVESİ: 222

YILDIZLARI KONUŞTURAN BİR YILDIZNAME: 228

ONSEKİZİNCİ SÖZ:

230

Yükleniyor...