Ger sükûtuyla sükûnet eylese, cezbe kaçar, ağlar fezada muntazam meczubları.

* * *


Küçük şeyler büyük şeylerle merbuttur

Sivrisinek gözünü halkeyleyendir mutlaka, Güneşi hem kehkeşi halkeylemiş.

Pirenin midesini tanzim edendir mutlaka, manzume-i şemsiyeyi nazmeylemiş.

Gözde rü'yet, midede hem ihtiyacı dercedendir mutlaka, sema gözüne ziya sürmesi çekmiş, zemin yüzüne gıda sofrası sermiş.

* * *


Kâinatın nazmında büyük bir i'caz var

Kâinatın gör ki te'lifinde bir i'caz var. Ger bütün esbab-ı tabiiye bilfarz-ıl muhal

Ola herbiri muktedir bir fâil-i muhtar. O i'caza karşı nihayet acz ile bil-imtisal

Ederek secde ki

سُبْحَانَكَ لَا قُدْرَةَ ف۪ينَا رَبَّنَا اَنْتَ الْقَد۪يرُ الْاَزَلِىُّ ذُو الْجَلَالِ

* * *


Kudrete nisbet her şey müsavidir

مَا خَلْقُكُمْ وَلَا بَعْثُكُمْ اِلَّا كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ

Bir kudret-i zâtiyedir, hem ezelî; acz tahallül edemez.

Onda meratib olmayıp, mevani' tedahül edemez. İsterse küll, isterse cüz' nisbet tefavüt eylemez.

Çünki her şey bağlıdır her şey ile. Her şeyi yapamayan, bir şeyi de yapamaz.

* * *


Yükleniyor...