بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Çok mübarek Üstadımız Hazretleri!

Evvelâ: Geçenlerde alınan Nur eczalarının hepsi dağıldı; Nur'un müştakları sürur içinde kaldılar. Nur'dan kısmeti olanlar, birer birer çıkıp ona koşuyorlar. Nur arayan sineler,

مَنْ طَلَبَ وَ جَدَّ وَجَدَ

hakikatınca buluyorlar. Bu sefer Ziya kardeşimizin getirdiği otuzdört aded Sözler kapışıldı. Asâ-yı Musa'lar Ankara'ya ve Anadolu'nun muhtelif yerlerine dağılıyor.

...........

Risale-i Nur'un perde arkasındaki parlaklığını görmeyenler dahi ona tarafdardırlar. Risale-i Nur'un Medresetüzzehra'sı Anadolu çapında ve Âlem-i İslâm ölçüsünde genişleyeceğini; Risale-i Nur'daki hakikatın yüksekliğinden ve dikkat ve tefekkürle okuyan mü'minlerin ve ehl-i ilmin arasında vücuda gelen sarsılmaz uhuvvet ve kardeşlikten anlıyoruz. Medresetüzzehra'nın bu muazzam faaliyeti, zemin yüzünde bahar mevsiminde olan İlahî ve muazzam neşir gibi sessiz, gürültüsüz, şaşaasız, gösterişsiz ve mütevazi ve fakat muazzam bir şekilde cereyan etmektedir. Fıtraten acûl olan insanoğlu âlemde hâkim olan kanun-u İlahî'yi düşünmeyerek, her mes'elenin istediği vakitte hallolunmasını istiyor; küçük dairelerdeki vazifelerini atlayıp, büyük dairelere sapıyor.

Tohumları atılmış ve sünbül vaktine gelmiş olan Risale-i Nur'un yetiştirdiği hakikî imanlı zâtlar, inşâallah yakın zamanda Âlem-i İslâm'a birer nümune-i imtisal olup nur-u hidayeti göstereceklerdir.

Ankara Üniversitesi Nur Talebeleri namına

Abdullah

* * *


Yükleniyor...