ile mana-yı işarî bana ve bize teselli veriyor. Şimdi başımıza gelen bu musibeti bir cihette hiçe indirdi ve Isparta'ya mevkufen beşinci nefyimi, o kalbî duamın kabul olmasına delil eyledi.

Birinci emare: (Şeddeler sayılır) hesab-ı ebcedî ile binüçyüz altmışiki (1362), bu senenin Arabî aynı tarihine tevafuk edip, manasıyla der: "Sabreyle! Başına gelen kaza-yı Rabbaniyeye teslim ol! Sen inayet gözü altındasın, merak etme! Gecelerde tesbihat ve tahmidata devam eyle!"

Tahlil: Üç

ر

, altıyüz (600); dört

ن

, ikiyüz (200); bir

س

bir

م

, yüz (100); bir

ص

, bir

ف

, bir

م

, iki yüz on (210); dört

ك

, bir

ع

, yüz elli (150); üç

ح

, bir

و

, bir

ى

, kırk (40); bir

ل

, dokuz

ب

, bir

د

, bir

و

, dört "elif", altmış iki (62) eder. Yekûnü binüçyüz altmışiki (1362) ederek, bu senenin aynı tarihine ve başımıza gelen musibetin aynı dakikasına tam tamına tevafuku, kuvvetli bir emaredir.

........

Üçüncü emarenin beyanına şimdilik lüzum olmadığından yazdırılmadı.

Said Nursî

* * *


بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Bu hâdise tesiriyle ben kendimi masum kardeşlerime rıza-yı kalble feda etmeye kat'î azm u cezmettiğim ve çaresini fikren aradığım vakitte, Celcelutiye'yi okudum. Birden hatıra geldi ki, İmam-ı Ali Radıyallahü Anh: "Yâ Rab! Eman ver!" diye dua etmiş; inşâallah, o duanın sırrıyla selâmete çıkarsınız.

Evet Hazret-i Ali Radıyallahü Anh, Kaside-i Celcelutiye'de iki suretle Risale-i Nur'dan haber verdiği gibi, Âyet-ül Kübra Risalesine işareten

وَ بِاْلاٰيَةِ الْكُبْرٰى اَمِنّ۪ى مِنَ الْفَجَتْ

der. Ve bu işarette îma eder ki:

Yükleniyor...