Hem vazife-i tahkikatınıza yardım için derim: Fihriste Risalesi yirmi senelik risalelerimin bir kısmının fihristesidir. İçindeki risalelerin bir kısmının asılları Dâr-ül Hikmet'ten başlar. Fihristedeki numaralar, te'lif tertibiyle değildirler. Meselâ: Yirmiikinci Söz, Birinci Söz'den daha evvel te'lif edilmiş ve Yirmiikinci Mektub, Birinci Mektub'dan daha evvel yazılmış. Bunlar gibi çok var...
Sâlisen: İman ilminden ibaret olan Risale-i Nur eczaları, emniyet ve asayişi temin ve tesis ederler. Evet güzel seciyelerin ve iyi hasletlerin menşe' ve menbaı olan iman; elbette emniyeti bozmaz, temin eder. İmansızlıktır ki, seciyesizliği ile emniyeti ihlâl eder.
Hem bunu biliniz ki, yirmi-otuz sene evvel bir gazetede gördüm ki; İngilizlerin bir Müstemlekât Nâzırı demiş: "Bu Kur'an Müslümanların elinde varken, biz onlara hakikî hâkim olamayız. Bunun kaldırılmasına ve çürütülmesine çalışmalıyız." İşte bu kâfir muannidin bu sözü, otuz senedir nazarımı Avrupa feylesoflarına çevirmiş olduğundan, nefsimden sonra onlar ile uğraşıyorum. Dâhiliyeye pek bakamıyorum ve dâhildeki kusuru, Avrupa'nın hatası, ifsadıdır derim. Avrupa feylesoflarına hiddet ediyorum, onları vuruyorum. Felillahilhamd Risale-i Nur, o muannid kâfirin hülyasını kırdığı gibi; maddiyyun, tabiiyyun feylesoflarını tam susturur bir vaziyete girmiştir. Dünyada hangi şekilde olursa olsun, hiçbir hükûmet yoktur ki kendi memleketinin böyle mübarek mahsulünü ve sarsılmaz bir
Yükleniyor...