cümlesine ayrı ayrı selâmlarla sıhhat ve âfiyette berdevam olmasını isteriz.
اَلْبَاق۪ى هُوَ الْبَاق۪ى
Talebeniz
Halil İbrahim
Risale-i Nur'un mühim erkânından bulunan ve bu ayn-ı hakikat olan mektubunu bizlere gönderen Halil İbrahim kardeşimizin sözlerini âciz lisanım söylemeğe ve âtıl kalemim yazmağa muktedir değilse de, her hususta bu mübarek kardeşimizin fikrine bütün ruh u canımla iştirak ediyorum. Hem kalbime bakıyordum; bu mektubu yazarken lisanıma tercüman olamayan kalbim de aynen bu medhe manen iştirak edip beraber o kardeşimle söyler gibi hissedip telezzüz ederdim. Eğer söyleyebilseydim, ben de böyle söylerdim.
Feyzi
* * *
بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Bu yeni hâdise-i taarruziyeden müteessir olmayınız. Çünki mükerrer tecrübelerle, Risalet-ün Nur inayet altındadır. Hiçbir taife, şimdiye kadar böyle ehemmiyetli hizmette bizler kadar az meşakkat ile kurtulan olmamış.
Hem geçen Ramazan'daki hastalığım ve Eskişehir'deki musibetimiz gibi çok vakıalarla zahirî sıkıntılı meşakkatli hâlât altında Risalet-ün Nur'un faidesine ait inkişafatı ve daha tesirli fütuhatı görülmüş. İnşâallah, bu sıkıntılı hâdise dahi, münafıkların aks-i maksuduyla, Risalet-ün Nur'un fütuhatı başka mecralarda teshile vesile olur.
Beşinci Şua ellerine geçmesi ehemmiyetlidir. Fakat bunda bir hikmet var. Belki onlara kendi mesleklerini bildirmek ve Cehennem'e gidenin mahiyetini bilmek için, fevkalâde ve iktidarımız haricinde bir kaza-i İlahî, diye Cenab-ı Hakk'ın hikmetine ve inayetine ve hıfzına itimad edip, merak etmeyiniz.
Hem siz, hem onlar bilsinler ki, sadaka belayı def'ettiği gibi; Risalet-ün Nur Anadolu'dan, hususan Isparta ve Kastamonu'dan âfât-ı semaviye ve arziyeyi def' u ref'ine vesiledir. Evet Sabri'nin
يَٓا اَرْضُ ابْلَع۪ى...وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ الخ
âyetinden istihrac ettiği mana, haktır ve mutabıktır.
اَلْبَاق۪ى هُوَ الْبَاق۪ى
Talebeniz
Halil İbrahim
Risale-i Nur'un mühim erkânından bulunan ve bu ayn-ı hakikat olan mektubunu bizlere gönderen Halil İbrahim kardeşimizin sözlerini âciz lisanım söylemeğe ve âtıl kalemim yazmağa muktedir değilse de, her hususta bu mübarek kardeşimizin fikrine bütün ruh u canımla iştirak ediyorum. Hem kalbime bakıyordum; bu mektubu yazarken lisanıma tercüman olamayan kalbim de aynen bu medhe manen iştirak edip beraber o kardeşimle söyler gibi hissedip telezzüz ederdim. Eğer söyleyebilseydim, ben de böyle söylerdim.
Feyzi
بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Bu yeni hâdise-i taarruziyeden müteessir olmayınız. Çünki mükerrer tecrübelerle, Risalet-ün Nur inayet altındadır. Hiçbir taife, şimdiye kadar böyle ehemmiyetli hizmette bizler kadar az meşakkat ile kurtulan olmamış.
Hem geçen Ramazan'daki hastalığım ve Eskişehir'deki musibetimiz gibi çok vakıalarla zahirî sıkıntılı meşakkatli hâlât altında Risalet-ün Nur'un faidesine ait inkişafatı ve daha tesirli fütuhatı görülmüş. İnşâallah, bu sıkıntılı hâdise dahi, münafıkların aks-i maksuduyla, Risalet-ün Nur'un fütuhatı başka mecralarda teshile vesile olur.
Beşinci Şua ellerine geçmesi ehemmiyetlidir. Fakat bunda bir hikmet var. Belki onlara kendi mesleklerini bildirmek ve Cehennem'e gidenin mahiyetini bilmek için, fevkalâde ve iktidarımız haricinde bir kaza-i İlahî, diye Cenab-ı Hakk'ın hikmetine ve inayetine ve hıfzına itimad edip, merak etmeyiniz.
Hem siz, hem onlar bilsinler ki, sadaka belayı def'ettiği gibi; Risalet-ün Nur Anadolu'dan, hususan Isparta ve Kastamonu'dan âfât-ı semaviye ve arziyeyi def' u ref'ine vesiledir. Evet Sabri'nin
يَٓا اَرْضُ ابْلَع۪ى...وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ الخ
âyetinden istihrac ettiği mana, haktır ve mutabıktır.
Yükleniyor...