ve ona işaret ederek demiş:
اَقِدْ كَوْكَب۪ى بِاْلاِسْمِ نُورًا
Ben tahmin ediyorum ki, İmam-ı Ali'nin (R.A.) bu işareti, bu cümle-i Nuriyenin remzinden mülhemdir. Bu cümle-i âyetin makamı, beşyüz kırkaltı (546) edip, Risale-i Nur'un adedi olan beşyüz kırksekize (548) gayet cüz'î ve sırlı iki fark ile tevafuk noktasından işaret ettiği gibi, remzî bir manasıyla tam bakıyor.
Üçüncü Cümlesi:
مِنْ شَجَرَةٍ
dir. Eğer
مِنْ شَجَرَةٍ
deki
ة
vakıflarda gibi
ه۫
sayılsa beşyüz doksan sekiz (598) ederek tam tamına Resail-in Nur ve Risale-in Nur adedi olan beşyüz doksansekize tevafukla beraber
مِنْ فُرْقَانٍ حَك۪يمٍ
in adedine yine sırlı bir tek farkla tevafuk-u remzî ile, hem Resail-in Nur'u efradına dâhil eder, hem yine Risale-in Nur'un şecere-i mübareki Furkan-ı Hakîm olduğunu gösterir. Eğer
مِنْ شَجَرَةٍ
deki
ة , ت
kalsa, o vakit makam-ı cifrîsi dokuzyüz doksanüç (993) eder. Tevafuka zarar vermeyen cüz'î ve sırlı beş farkla Risalet-ün Nur adedi olan dokuzyüz doksansekize (998) tevafukla manasının dahi muvafakatine binaen ona işaret eder.
Dördüncü Cümlesi:
نُورٌعَلٰى نُورٍ يَهْدِى اللّٰهُ لِنُورِه۪
dir ki, dokuzyüz doksandokuz (999) ederek sırlı bir tek farkla Risalet-ün Nur adedi olan dokuzyüz doksansekize (998) tevafukla manasının kuvvetli münasebetine binaen işaret derecesinde remzeder.
Beşinci Cümlesi:
مَنْ يَشَٓاءُ
cümlesi gayet cüz'î bir farkla Risalet-ün Nur müellifinin ismiyle meşhur bir lakabına tevafukla manası baktığı gibi bakıyor. Eğer
يَشَٓاءُ
daki mukadder zamir izhar edilirse
مَنْ يَشَٓائُهُ
olur. Tam tamına tevafuk eder.
اَقِدْ كَوْكَب۪ى بِاْلاِسْمِ نُورًا
Ben tahmin ediyorum ki, İmam-ı Ali'nin (R.A.) bu işareti, bu cümle-i Nuriyenin remzinden mülhemdir. Bu cümle-i âyetin makamı, beşyüz kırkaltı (546) edip, Risale-i Nur'un adedi olan beşyüz kırksekize (548) gayet cüz'î ve sırlı iki fark ile tevafuk noktasından işaret ettiği gibi, remzî bir manasıyla tam bakıyor.
Üçüncü Cümlesi:
مِنْ شَجَرَةٍ
dir. Eğer
مِنْ شَجَرَةٍ
deki
ة
vakıflarda gibi
ه۫
sayılsa beşyüz doksan sekiz (598) ederek tam tamına Resail-in Nur ve Risale-in Nur adedi olan beşyüz doksansekize tevafukla beraber
مِنْ فُرْقَانٍ حَك۪يمٍ
in adedine yine sırlı bir tek farkla tevafuk-u remzî ile, hem Resail-in Nur'u efradına dâhil eder, hem yine Risale-in Nur'un şecere-i mübareki Furkan-ı Hakîm olduğunu gösterir. Eğer
مِنْ شَجَرَةٍ
deki
ة , ت
kalsa, o vakit makam-ı cifrîsi dokuzyüz doksanüç (993) eder. Tevafuka zarar vermeyen cüz'î ve sırlı beş farkla Risalet-ün Nur adedi olan dokuzyüz doksansekize (998) tevafukla manasının dahi muvafakatine binaen ona işaret eder.
Dördüncü Cümlesi:
نُورٌعَلٰى نُورٍ يَهْدِى اللّٰهُ لِنُورِه۪
dir ki, dokuzyüz doksandokuz (999) ederek sırlı bir tek farkla Risalet-ün Nur adedi olan dokuzyüz doksansekize (998) tevafukla manasının kuvvetli münasebetine binaen işaret derecesinde remzeder.
Beşinci Cümlesi:
مَنْ يَشَٓاءُ
cümlesi gayet cüz'î bir farkla Risalet-ün Nur müellifinin ismiyle meşhur bir lakabına tevafukla manası baktığı gibi bakıyor. Eğer
يَشَٓاءُ
daki mukadder zamir izhar edilirse
مَنْ يَشَٓائُهُ
olur. Tam tamına tevafuk eder.
Yükleniyor...