Cehil, mecazı eline alsa hakikat yapar

İlmin elinden eğer cehlin eline düşse mecaz, eder inkılab hakikata, hem açar hurafata kapılar.

Küçüklüğümde gördüm ki hasf olmuştu Kamer. Sordum ben vâlidemden. Dedi: "Yılan yutmuştur." Dedim: "Neden görünür?"

Dedi: "Orada yılanlar böyle nim-şeffaf olur." İşte böyle bir mecaz, hakikat zannedilmiş: Medar-ı Şems ve Kamer

Tekatu' noktaları olan re's ve zenebde Arz'ın hayluletiyle bir emr-i İlahî ile münhasif olur Kamer.

İki kavs-i mevhume tinnineyn yâdedilmiş, hayalî bir teşbih ile isim, müsemma olmuş. Tinnin ise yılandır.

* * *


Mübalağa zemm-i zımnîdir

Hangi şeyi vasfetsen olduğu gibi vasfet. Medhin mübalağası bence zemm-i zımnîdir. İhsan-ı İlahîden fazla ihsan, ihsan değildir...

* * *


Şöhret zalimedir

Şöhret bir müstebiddir, sahibine mal eder başkasının malını. Meşhur Hoca Nasreddin letaifi içinde, zekatı -yani, onda biri onundur- asıl malı...

Rüstem-i Sistanî onun hayal-i şanı garet etti bir asır mefahir-i İranı. Gasb u garetle şişti o namdar hayali..

Hurafata karıştı, attı nev'-i insanı.

* * *


Din ile hayat kabil-i tefrik olduğunu zannedenler felâkete sebebdirler

Şu jön-türkün hatası; bilmedi o bizdeki din hayatın esası. Millet ve İslâmiyet ayrı ayrı zannetti.

Medeniyet müstemir, müstevli vehmeyledi. Saadet-i hayatı içinde görüyordu. Şimdi zaman gösterdi,

Medeniyet sistemi

{(*): Tam bir işaret-i gaybiyedir. Sekeratta olan dinsiz zalim medeniyete bakıyor.}

bozuktu, hem muzırdı; tecrübe-i kat'iyye bize bunu gösterdi.

Yükleniyor...