kavaid birbiriyle olmazsa müstenid ve müstemid

Cumhur-u nâsta olmaz, ne müsmir ve müessir. Şeriatta şeair; kalır mühmel, muattal. Umûr-u nâsta olmaz, müstenid ve mu'temid.

* * *


Bazan zıd, zıddını tazammun eder

Zaman olur zıd, zıddını saklarmış. Lisan-ı siyasette lafz, mananın zıddıdır. Adalet külahını

{(*): Bu zamanı tam görmüş gibi bahseder.}

Zulüm başına geçirmiş. Hamiyet libasını, hıyanet ucuz giymiş. Cihad ve hem gazâya, bagy ismi takılmış. Esaret-i hayvanî,

İstibdad-ı şeytanî; hürriyet nam verilmiş. Zıdlarda emsal olmuş, suretlerde tebadül, isimlerde tekabül, makamlarda becayiş-i mekânî.

* * *


Menfaatı esas tutan siyaset canavardır

Menfaat üzere çarkı kurulmuş olan siyaset-i hazıra; müfteristir, canavar.

Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen; merhametini değil, iştihasını açar.

Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister.

* * *


Kuva-yı insaniye tahdid edilmediğinden cinayeti büyük olur

Hayvanın hilafına, insandaki kuvveler, fıtrî tahdid olmamış. Onda çıkan hayr u şerr, lâ-yetenahî gider.

Onda olan hodgâmlık, bundan çıkan hodbinlik, gurur, inad birleşse; öyle günah oluyor

{(**): Bunda da bir işaret-i gaybiye var.}

ki beşer şimdiye kadar

Ona isim bulmamış. Cehennem'in lüzumuna delil olduğu gibi, cezası da yalnız Cehennem olabilir.

Hem meselâ: Bir adam, tek yalancı sözünü doğru göstermek için, İslâm'ın felâketini kalben arzu eder.

Yükleniyor...