Kur'andan sonra ikinci derecede Kütüb-ü Mukaddese ve Suhuf-u Semaviyenin dereceleri nisbetinde tefevvukları vardır. O sırr-ı tefevvuktan hissedardırlar. Eğer bütün cin ve insanın Kur'andan tereşşuh etmeyen bütün güzel sözleri toplansa; yine Kur'anın mertebe-i kudsiyesine yetişip tanzir edemez. Eğer Kur'anın ism-i a'zamdan ve her ismin a'zamlık mertebesinden geldiğini bir parça fehmetmek istersen: Âyet-ül Kürsî ve âyet-i

وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ

ve âyet-i

قُلِ اللّٰهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ

ve âyet-i

يُغْشِى الَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَث۪يثًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِاَمْرِه۪

ve âyet-i

يَٓا اَرْضُ ابْلَع۪ى مَٓاءَ كِ وَيَا سَمَٓاءُ اَقْلِع۪ى

ve âyet-i

تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّ

ve âyet-i

مَا خَلْقُكُمْ وَلَا بَعْثُكُمْ اِلَّا كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ

ve âyet-i

اِنَّا عَرَضْنَا الْاَمَانَةَ عَلَى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالْجِبَالِ

ve âyet-i

يَوْمَ نَطْوِى السَّمَٓاءَ كَطَىِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ

ve âyet-i

وَمَا قَدَرُوا اللّٰهَ حَقَّ قَدْرِه۪ وَالْاَرْضُ جَم۪يعًا قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ

ve âyet-i

لَوْ اَنْزَلْنَا هٰذَا الْقُرْاٰنَ عَلٰى جَبَلٍ لَرَاَيْتَهُ

gibi âyetlerin küllî, umumî, ulvî ifadelerine bak...

Hem başlarında

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ

veyahut

سَبَّحَ

ve

يُسَبِّحُ

bulunan surelerin başlarına dikkat et. Tâ, bu sırr-ı azîmin şuaını göresin. Hem

الٓمٓ

lerin ve

الٓرٰ

ların


Yükleniyor...