Evet, hüda-yı Kur'anî böyle insana hitaben der: Ey insan! Senin elinde olan hayatın ve vücudun ve nefsin ve malın emanettir. Onlar, herşeye kadîr ve herşeye alîm bir Mâlik-i Kerim'in mülküdür. O Mâlik-i Kerim ve Rahîm, kemal-i kereminden, sende emanet olan kendi mülkünü senden satın almak istiyor. Tâ senin için muhafaza etsin. Senin elinde beyhude zayi' olmasın. Sonunda, sana büyük faide versin. Sen bir memursun, asker gibi muvazzafsın. Öyle ise onun namıyla çalış, onun hesabıyla sa'yet. Muhtaç olduğun bütün şeyleri sana bahşeden ve rızkını veren, muktedir olmadığın şeylerden seni hıfzeden odur. Senin gaye-i hayatın, Mabudun tecelliyatına ve esma ve şuunatına mazhariyettir. Sana bir musibet geldiği vakit de ki:
اِنَّا لِلّٰهِ
"Ben, onun hizmetindeyim. Ey musibet! Eğer Rabbimin izin ve rızasıyla gelmiş isen, merhaba safa geldin.
وَاِنَّا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ
Biz ona gideriz ve onun rü'yetine müştakız. Günün birinde elbette bizi hayatın vazife ve tekâlifinden âzad edecektir. Ne var, o âzadlık bugün olsun. Hem
اِنَّا لِلّٰهِ
"Ben, onun hizmetindeyim. Ey musibet! Eğer Rabbimin izin ve rızasıyla gelmiş isen, merhaba safa geldin.
وَاِنَّا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ
Biz ona gideriz ve onun rü'yetine müştakız. Günün birinde elbette bizi hayatın vazife ve tekâlifinden âzad edecektir. Ne var, o âzadlık bugün olsun. Hem
Yükleniyor...