بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَاْلاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ ٭ مَٓا اُر۪يدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَ مَٓا اُر۪يدُ اَنْ يُطْعِمُونِ ٭ اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَت۪ينُ
Ey Said-i gafil! Nedendir ki vazifeni terkedip, Hâlıkının vazifesiyle fuzulî iştigal ediyorsun? Zalûm ve cehûl vasfına liyakat kesbediyorsun ki, daire-i iktidarında olan hafif ubudiyet vazifesini terkediyorsun. Halbuki zaîf beline, tahammülsüz başına, tâkatsiz kalbine, Hâlık ve Rezzakına mahsus vazife-i rububiyeti yükletiyorsun. Saadet ve istirahat istersen; vazifene sahib ol; Hâlıkın vazifesini ona tefviz et. Yoksa sen, şaki bir âsi, fuzulî bir hain olursun. Bilir misin neye benzersin? Misalin
Yükleniyor...