ey musibet! Senin elinde olsun. Yok, eğer Rabbimin irade ve emriyle beni tecrübe ve imtihan için gelmiş isen; fakat Rabbimin beni âzad etmeğe izin ve rızası yoksa, kuvvetim yettikçe ben, emaneti emin olmayana teslim etmeyeceğim. Haydi git ey zalim musibet!.."

Ey hayalî arkadaşım! Hakikat-ı hal, iki tarafta bu minval üzeredir. Lâkin hidayet ve dalalette derecat-ı insan mütefavittir. Meratib-i gaflette insanlar muhteliftir. Şu zamanın gafleti o derecede kalınlaşmış ve öyle uyutucu bir tarzda ibtal-i his etmiş ki, medenîler evvelki yolun elîm elemini hissetmiyorlar. Lâkin, hassasiyet-i ilmiyenin tezayüdü ile ve mevt-âlûd inkılabatın ikazatıyla şu perde-i gaflet parçalanacaktır.

Binlerle veyl o müslüman evlâdlarına ki, ecnebilerin tagutlarına ve felsefelerine aldanıp, Kur'an-ı Kerim'in dersini unutur.

Ey gençler ve ey İslâm evlâdları! Avrupa'nın size karşı olan merhametsiz zulüm ve adavetine ve bâtıl efkârına ne akıl ile muhabbet edip onları taklid ediyorsunuz ve onlara ittibaen sefahetlerine iştirak ve saflarına iltihak ile mukabele ediyorsunuz? Onları taklid ve onlara ittiba ile beraber, dava-yı hamiyet yalandır.

Yükleniyor...