dikilmiş ki; gece-gündüzün dönmesinden -zeval ve firak ağacı tesmiye edilen bu firak-ı elîm- benimle bütün sevdiklerimi asıp mahvetmektedir. Ve sağ tarafımda, ciğerlerime kadar işleyen bir acz yarası var. Nihayetsiz za'f ve aczimle, nihayetsiz düşman ve mehalikin hücumuna maruzum. Sol tarafımda, kalbimin içine kadar girmiş bir fakr yarası var. Nihayetsiz fakr ve iflasa ve nihayetsiz hacat ve âmâle mübtelayım. En zelil hayvandan daha âciz, daha zaîf iken, dünya kadar metalibe ve makasıda muhtacım. Bunlarla beraber, öyle bir yolcuyum ki, önümde ebed-ül âbâda giden uzun bir yol var. Bu uzun yolda birinci menzilim dünya, ikinci menzilim kabirdir. Bu yolda zâd ister, ziya ister. İşte mukaddes Kur'an, bana bu dehşetleri izale ediyor. Helâkete, âlâma açılan bu beş kapıyı, saadete, rahmete açılacak beş kapıya tebdil edecek iki tılsım-ı imanîyi ve iki ilâc-ı İslâmîyi ve bir nur-u Kur'anîyi Kur'an bize vermiştir.

O tılsım-ı imanînin biri, o müdhiş ecel arslanını müsahhar bir ata döndürür ve üzerine bizi bindirir. Ve bizi, zindan-ı dünyadan kurtarır, huzur-u Rahman'a götürür, Cennet-i bâkiyeye koydurur.

Yükleniyor...