بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ

{Haşiye: Bu kısım, Üçüncü Ders'ten tâ Sekizinci Ders'in nihayetine kadar tafsilen yazıldığı halde, ehemmiyeti için burada bir hülâsası tekrar yazılması münasibdir.}

Ey birader! Düşman hariçte olsa, insan silâhsız o düşmanla geçinebilir. Fakat düşman kal'a içine girse ve gizlense, o vakit o düşmana karşı silâhlanmak, zırh giymek ve gayet dikkat etmek, hem pek ciddî sebat etmek lâzımdır. Tâ ki hayat-ı ebedîsini hafî darbelerden kurtarabilsin.

Ey kardeş! Zırh ve silâh, namaz ve takvadır. Kur'an'ın zincirini muhkem tut. Onun sözüne kulak ver. Başkaları seni aldatmasın. Şu zamanın gafil sarhoşları içinde, seni terk-i şeaire ve medeniyet-i dünyaya davet edenlere de ki: "Hey sersem gafiller! Benim halim sizi dinlemeye müsaid değil. Zira benim arkamda, tâ kulağımın dibine kadar yakınlaşan ecel arslanı beni tehdid ediyor. Ve önümde bir darağacı

Yükleniyor...