Nefsine Okumak: Ders 5 saat devam etmişti. Biz Üstada belli etmeden ayak değiştiriyorduk. Üstad bunları fark ederdi, gözünden birşey kaçmazdı. Gözüyle meramını anlatabilirdi. Bize o zaman dedi: “Ben dersi nefsime okuyorum. İsteyen gidebilir.”

Hayal’de Tedavi: Üstad hayalimizde olan dünyevi şeyleri, daha hayalde iken, şiddetle ikaz ederek terbiye ederdi...Üstad Hazretleri el hareketleri ve bakışlarıyla maksadını ifade ederdi...

Meşveret: Meşveretle hareket etmek lazımdır, yoksa hareketimiz ferdî olur.

Risale-i Nur Talebelerinde olması gereken üç mühim hususiyet;

• İHLAS-I ÂZAM

• SADAKAT-I ÂZAM

• SABR-I CEMİL..

“Amelin ruhu ihlastır; ihlasın ruhu niyettir.”

• Bir hastalık hali görse, Üstad “Am- den (kasden) yapıyorsun” derdi..

• Bir yerde 5 dakika veya birisinin yanında 3-5 cümle konuşacak kadar fazla kalsak, döndüğümüzde “Neredeydin, 2 saattir seni bekliyorum” diye kızgınlıkla sorardı.

• Üstad bir vesileyle bazen hepimizi kovar “Ben size muhtaç değilim, tek başıma idare edebilirim” der. Sonra eski bir talebesinin gelmesiyle “Her ne ise... hatırı için sizi affettim” derdi. Biz o zaman affettiği için Üstadımızın elini öperdik.

• Mesleğimiz ESASATTIR.

• Üstadımız Türkçe’den başka dil konuşmazdı.

• Risale-i Nur’dan, lahikalardan okumak. Yolda giderken (ve kitap olmadığı zaman) yanımızdaki kişinin konuşmasından Risale-i Nur’la ilgili bir irtibat kurup, mevzuu Risale-i Nur’a getirmeliyiz.

• Herhangi bir cemaata karşı konuşurken, onların ihtiyacını konuşmalarından anlayıp, ona göre konuşarak, her birisiyle hususi ilgilenmeliyiz.

• Bir kardeşle -eskilerdense- birlikte bir derse veya bir yere gidildiğinde, biz Risale-i Nur’dan bahsetmeliyiz. O, mevzu haricine girerse, hiç olmazsa dini sohbet olduğundan sükut etmeliyiz.

Hususi derslerde Risale-i Nur’dan okurken, Abdullah Ağabeyin Lügatından kelimelerin manalarını söyleyebiliriz. “Hayat-ı İçtimaiye” ve bu gibi çok geçen kelimelerin manasını söylemeye lüzum yoktur.

Okumak: Antep’li fedakarlar nasıl yetişiyor: Okumakla... Derslerde, eskilerin izahlarına müdahale etmemek.

• Derslerde ders yapanın sadakati; okumakla anlaşılır. Lügat manası gayet kısa verilmelidir.

• Risale-i Nur başkalarından tederrüs edilmez.

• Ders haricinde ilk konuştuklarımıza, Risale-i Nur’dan bahisleri anlatmalıyız.

• Lahikalardaki mevzuular, aynen bu zamandakilere de hitap eder. Hizmet Rehberi hazırlanırken isimleri çıkarıyordum. Çünkü yeniler “Bu eski zamana ait bir mektuptur” nazarıyla bakabilirler.

Hastalık: Üstad, biz hastalanınca “Hizmetten kaçıyorsun, ananın yanına git” derdi.

Üstadımızın böyle diyeceğini bildiğimiz için hastalığımızı söylemezdik.

Kendimi hep telkinle tedavi ediyordum.

Dişim kanıyordu. “Dersini oku” dedi, sonra “çanak getir, kan gelirse tükür” dedi.

Uyku: Hizmette veya derslerde, bazen uykusuzluktan şiddetli uyku gelir, Üstad uykumuzun geldiğini görmemezlikten gelir, git yat demezdi. Daima mücahade sırrını ders

Yükleniyor...