ülema-i zahir, hakikaten kendilerinin pis ve dalalet bataklığından giden yollarında arkadaşlık etmeyen ve bir cadde-i kübrayı bulan Risalet-ün Nur şakirdlerini zemmediyor" diye sizden gelen o mektub haber veriyordu. Hakikaten öyle oldu. Mektubdan bir gün sonra, merakı mûcib üzerimizde hiçbir tesir kalmadı.
Talebeniz Hâfız Mustafa
* * *
Emin ve Feyzinin Isparta'daki kardeşlerine yazdığı bir fıkradır
Evet Isparta'da bulunan kardeşlerimizin haber verdikleri bu ehemmiyetli hâdise-i taarruziyeye teşebbüs vukuu zamanında muhaberemiz kesildiği halde, mütemadiyen her vakit Üstadımız, aynı taarruza maruz bulunuyoruz gibi bizi, (yani Feyzi ve Emin'i) ikaz ediyordu: "Dikkat ediniz, dört cihetle bize taarruz var. Demir gibi sebat ediniz. Bir halt edemezler." Biz de bakıyorduk ki; bizde bir şey yok, hissetmiyorduk.
Hem o gaybî hâdiseyi bertaraf etmek için, mutabık bir mektub bize yazdırdı, size gönderildi.
Risale-i Nur şakirdlerinden
Emin, Feyzi
* * *
(Hulusi Bey'in bir fıkrasıdır)
Lâhika'nın bu defa irsal buyurulan kısmını aldım. Lehülhamd kudsî vazifede istihdamımız devam ediyor. Hakikaten insan, seyyidinin mütenevvi' hizmetler arasında böyle nurlu ve nuranî hizmette bulundurmasını hissedince, zâten ücretini peşin alan bir köle olduğunu da nazar-ı dikkate alınca, bütün zerrat-ı kâinat kadar dil ile hamdetmek istiyor. Yani kalbinde yanan Elhamdülillah kandili, herşeyi müsebbih ve hâmid gösteriyor ve güzel bir niyetle, o hâmidlerin hamdini ve müsebbihlerin tesbihini ve o şâkirlerin şükrünü beraberce seyyidine takdime bir iştiyak hissediyor.
Talebeniz Hâfız Mustafa
Emin ve Feyzinin Isparta'daki kardeşlerine yazdığı bir fıkradır
Evet Isparta'da bulunan kardeşlerimizin haber verdikleri bu ehemmiyetli hâdise-i taarruziyeye teşebbüs vukuu zamanında muhaberemiz kesildiği halde, mütemadiyen her vakit Üstadımız, aynı taarruza maruz bulunuyoruz gibi bizi, (yani Feyzi ve Emin'i) ikaz ediyordu: "Dikkat ediniz, dört cihetle bize taarruz var. Demir gibi sebat ediniz. Bir halt edemezler." Biz de bakıyorduk ki; bizde bir şey yok, hissetmiyorduk.
Hem o gaybî hâdiseyi bertaraf etmek için, mutabık bir mektub bize yazdırdı, size gönderildi.
Risale-i Nur şakirdlerinden
Emin, Feyzi
(Hulusi Bey'in bir fıkrasıdır)
Lâhika'nın bu defa irsal buyurulan kısmını aldım. Lehülhamd kudsî vazifede istihdamımız devam ediyor. Hakikaten insan, seyyidinin mütenevvi' hizmetler arasında böyle nurlu ve nuranî hizmette bulundurmasını hissedince, zâten ücretini peşin alan bir köle olduğunu da nazar-ı dikkate alınca, bütün zerrat-ı kâinat kadar dil ile hamdetmek istiyor. Yani kalbinde yanan Elhamdülillah kandili, herşeyi müsebbih ve hâmid gösteriyor ve güzel bir niyetle, o hâmidlerin hamdini ve müsebbihlerin tesbihini ve o şâkirlerin şükrünü beraberce seyyidine takdime bir iştiyak hissediyor.
Yükleniyor...